Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası Etkinlikleri kapsamında, büyük Türk düşünürü ve halk ozanı Yunus Emre, Eskişehir Valiliği tarafından düzenlenen törenle Eskişehir'in Mihalıççık ilçesine bağlı Yunus Emre Mahallesi'nde bulunan kabri başında anılıyor.

             Türk tasavvufunun, dilde ve şiirde kurucusu olan Yunus Emre'nin şiirlerinde, ahlak, hikmet, din, aşk gibi konuların, hemen hepsi tasavvuftan çıkar ve tasavvuf görüşü çerçevesinde, bir yere oturtulur. Yunus Emre, "gönül kırmamak" konusuna, ayrı bir önem verir ve şiirlerinde bu konuyu özenle işler. Şiirlerinde işlediği konuları ve telkinleri hayatının ta kendisidir.

               Yunus Emre'ye göre insanlar, din, mezhep, ırk, millet, renk, mevki, sınıf farkı gözetilmeksizin, sevilmeyi hak etmektedirler. Şiirlerinde, en fazla işlenmiş temalar; İlahi aşk, Din, Ahlak, Gurbet, Tabiat, Ölüm ve faniliktir.  
              Hülasa Yunus Emre, Müslümanlığı ve Türk toplumunu, özellikle de “Ahlak” ve “ Sevgi” konusunu şiirleriyle, en iyi şekilde anlatmış büyük bir halk şairidir.

               Yunus Emre, "gönül kırmamak" konusuna, ayrı bir önem verir ve şiirlerinde, bu konuyu özenle işler. Şiirlerinde işlediği konuları ve telkinleri hayatının ta kendisidir. Ayrıca Yunus Emre,  İslam' da sabır, kanaat, hoşgörürlük, cömertlik, iyilik, fazilet değerlerini, en iyi şekilde işleyen bir halk şairidir.

             Yunus Emre, Anadolu'da tasavvuf akımının ve Türkçe şiirin öncüsüdür. İnsan sevgisine dayanan, bir görüşü geliştirmiştir. Şiirlerinin toplandığı Divan da,  ölümünden yetmiş yıl sonra düzenlenmiştir.    

              Anadolu'da, şiirlerinin bir bölümü, dil incelemeleri sonunda ayıklanmış, böylece 357 şiirin, onun olduğu konusunda görüş birliğine varılmıştır. Yunus Emre adını taşıyan ve başka şairlerin elinden çıktığı ileri sürülen 310 şiir daha derlenmiştir.

               Yunus Emre adı, her Türk ve Türk kültürü açısından, çok şey ifade eder. Şiirlerinde, her devrin okuyucusu ve dinleyicisi kendini etkileyecek bir şey bulmuştur. İlk kez Yunus, şiirlerinde, büyük ölçüde Türkçe kullanmıştır. Yunus'la,  birlikte dil, daha renkli, canlı ve halk zevkine uygun bir hale gelmiştir. Böylece, şiirleri, kısa zamanda yayılarak benimsenmiş ve ilahi olarak da söylenerek, günümüze ulaşmıştır.

               Yunus Emre, Müslümanlığı ve Türk toplumunu, özellikle de “Ahlak” ve “ Sevgi” konusunu,  şiirleriyle, en iyi şekilde anlatmış, büyük bir halk şairidir. O’ nu, yerel, ulusal ve evrensel alanda her kesime tanıtmak, insanlığa çok şey kazandıracaktır

               Eskişehir’ de, YUNUS EMRE’yi, “TANIMAK “ ve “TANITMAK” için önemli girişimler de oldu. Nitekim Hayırsever insanımız, Sayın Tayfur BAYAR, Eskişehir’de

Eskişehir’in, sembolü olabilecek, YUNUS EMRE KÜLLİYESİ”nin, hayata geçmesi için,  yıllardır büyük çaba sarf etti. Ancak Eskişehir’ de, bir yer temin edilemedi. Verilen sözlerde yerine getirilmedi.

              Diğer yandan” Yunus Emre Kültür ve Sanat Vakfı”, YUNUS EMRE ve ekinlikler için, büyük şans olmasına rağmen, vakıfla ilgili yapılan vaatlerin yerine getirilmemesi nedeniyle, bugüne kadar beklenen başarıyı gösteremedi.

             Eskişehir Valilerinden Sayın Güngör Azim Tuna,: “Eskişehir Türkiye'de değil, tüm dünyanın, Yunus Emre'den yararlanması sağlamak ve Yunus Emre'yi, Eskişehir ile özdeşleştirmek, en önemlisi de Yunus Emre ve Eskişehir'i, yapılacak etkinliklerle, Türkiye ve dünya gündemine, taşımak gerekir” demişti.  Ancak Eskişehir’ de, TDKB, etkinliklerinde, Türk dünyasının da tanıdığı, Yunus Emre ile ilgili somut tek adım atılmadığı gibi, bu alanda verilen vaatler de gerçekleştirilmedi.

               Ancak Eskişehir Valilerimizden Sayın KILIÇLAR, Yunus Emre ile ilgili vaatlerini sözde bırakmadı. Girişimi ile  “YUNUS EMRE” Milli Eğitim Bakanlığınca, ''İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği'' nde yapılan değişikle, “Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası,” Resmi Gazete”de yayımlanarak, ülkemizdeki tüm okullarında, Mayıs ayının ilk haftasında anılıyor.

           Geçmiş yıllarda bir yazımda, “Vali Yardımcısı Sayın Kılıçaslan’ın, “etkinlikleri müesseseleştirme “  ve “Sivil Otoriteye devri “önerisi,  gerçekleşir mi bilinmez ama Yunus emre ve Nasreddin Hoca etkinliklerinin, “Mevlana etkinlikleri” gibi sürekli kalıcı ve sonuç alıcı olması için Sayın Kılıçaslan’ın önerisi mutlaka hayata geçirilmelidir. “ demiştik. Ancak bugüne kadar da bu alanda da somut bir gelişme olmadı.

             Yunus Emre’yi, yerel, ulusal ve evrensel alanda, her kesime tanıtmak, insanlığa, çok şey kazandıracaktır. Özellikle de doğduğu topraklar olan Eskişehir’de, Yunus Emre’nin daha bir özenle tanıtılması şarttır.

            Yunus Emre’ye, Eskişehir ve ülkemiz, arzu edilen boyutlarda sahip çıkmazken, başta, ABD, Rusya, Fransa, İsviçre, Azerbaycan olmak üzere, dünyanın, birçok ülkesindeki üniversitelerde, okullarında, Yunus Emre tanıtılmaktadır.  UNESCO ise Yunus Emre’yi küresel değer haline getirdi.

              Yunus Emre;  evreni, hak aşkı ve sevgi özü ile kucaklayan, bu yolda, gönüllere seslenen, bir bilge ve halk velisidir. Çağımızda, savaş ve çatışmalarla, inleyen tüm insanlığın, dün olduğu gibi, bugünde ve gelecekte de Yunus Emre’nin, felsefesine ihtiyacı vardır.