Dondurucu soğuklar geride kaldı.

Havanın ısınmasıyla birlikte “inşaat sezonu” da açıldı.

Sezon açılmasına açıldı da işler açıldı mı?

“Evet” demek olanaksız…

İnşaat sektöründe büyük sorunlar var.

Aslında “kriz var” demek de yanlış olmaz.

İnşaat sektörüne yönelik söylemler farklı…

“Canlandı”, “canlanıyor” diyenler oluyor.

Ancak dediklerine kendilerinin inanıp inanmadıkları kuşkulu…

Sanki “moral düzeltmek için öyle konuşuyor” gibiler.

Sayıları az da olsa sektörün sorunlarını gerçekçi biçimde dile getirenler de var.

İnşaat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Erkul da onlardan birisi… Her fırsatta tespitlerini aktarıyor, sorunlara karşı uyarılarda bulunuyor.

Yine öyle yaptı.

İnşaat sektörünün Eskişehir’deki durumuna yönelik tespitleri olumlu değil… Tam aksine son derece olumsuz…

“…Arz talep dengelerine bakılmadan rant amaçlı olarak yapılan inşaatlar nedeniyle aşırı bir konut stoku ortaya çıktı. 2 Binli yılların ortalarından bu yana geçen sürede Eskişehir’deki tercihler de ‘apart’ olarak da adlandırılan 1+1 türündeki yapılar oldu. Son bir iki yıldır 6306 Sayılı Yasa ile müteahhitlere sağlanan bazı avantajlar nedeniyle ‘riskli binaların yenilenmesi” öne çıkmış ve çok katlı konut yapımı hız kazanmıştır.

Konutlar yapılıyor ama satılamıyor.

Eskişehir’de alıcı bekleyen 8 bin civarında konut bulunuyor.

Bu kadar arz fazlası konut fazlası olmasına karşın satış fiyatlarında düşme olmuyor. Bu sık rastlanır bir durum değildir.

Eskişehir gibi bir kentte bu kadar çok konutun alıcı bekliyor olması, inşaat sektöründe bilinen sorunların yanı sıra gizli bir krizin varlığının göstergesidir.

Sektördeki kriz bugün ortaya çıkmış değildir. Yap-sat olarak da nitelendirilen sektördeki kriz 2014 yılından bu yana ivme kazanarak artmaktadır.”

İMO Başkanı Bülent Erkan’ın söylediklerine itiraz etmek olanaksız…

Tespitleri sektörle ilgilenen herkesin bildiği gerçekler.

Dile getirilmeseler de varlıklarını sürdürüyorlar.

İMO Başkanı Bülent Erkul’un tespitleri yalnızca yukarıda aktardıklarımız ile sınırlı değil…

Dahası var.

“…Piyasada nakit para dönmüyor. Çok uzun vadeli senet ve çekler, takas karşılığı satışlar sektörde belirleyici olmaktadır. Bu durum inşaat sektöründe ve etkileşim içerisinde bulunduğu yan sektörlerdeki sıkıntıyı gözler önüne sermektedir. 2016 yılı sıkıntılı bir yıl olarak geride kaldı.

Eskişehir’de ne yazık ki, bir yapı stok envanteri de bulunmuyor. Bu nedenle 2015 ve 2016 yıllarında ne kadar konut üretildiğinin net olarak bilinmesi mümkün değildir.

Bu bilinmezliğin bir başka nedeni de yapım ruhsatı alınan inşaatlara aynı yıl içerisinde başlanılmaması ve bitirilen yapılar için oturma izninin alınmamasıdır.”

Bu söylediklerinde de “yanlış” yok.

Hepsi Eskişehir gerçekleri…

Geride kalan yıla dair çizilen tablo olumsuz…

Yeni yıla dair beklentiler de olumlu değil…

“…İnşaat sektöründeki yaşanan krizi, ülke ekonomisinden ve genel siyasal ortamdan bağımsız düşünmemiz mümkün değildir. Birikimi olanlar yatırım yerine sıcak paraya yöneliyor. Bu yönelme de sekterdeki sıkıntının büyümesine neden olmaktadır.

2017 yılında sıraladığımız olumsuzlukların değişeceği yönünde bir işaret görülmüyor. Sihirli bir dokunuş olmadığı sürece 2017 yılı içerisinde inşaat sektöründe ciddi bir hareketlenme olmayacağını söyleyebiliriz.”

Yeni yıla yönelik beklentiler, geride kalan yıldan çok farklı değil…

Oluşacak tablo yine olumsuz… Değişmesi için “sihirli dokunuş” gerekiyor.

Gereken olur mu?

İnşaat sektörünü canlandırmak için değişik önlemler alınıyor… “Konut satışını teşvik” için değişik olanaklar yaratılıyor.

Ancak şu ana kadar pek de işe yaramış gibi değiller.

Türkiye genelindeki durumu bilemiyoruz ama Eskişehir açısından öyle…

Konutlar alıcı bulamıyor… Ama her nedense fiyatlar da bir türlü düşmüyor.

Henüz bir “sihirli dokunuş” etkisi görülmüyor yani…

İnşaat sezonu başlangıcındaki tablo bu… Gelecekte değişir mi?

“Evet” demek için hiçbir neden yok.

Umarız ki değişir.

Aksi takdirde geçtiğimiz yıllarda görülen batışlara yenileri eklenir.