Türk tarihinde yer alan Nene Hatun,  Kara Fatma, Gördesli Makbule, Halide Edip, Ayşe Hanım, Asker Saime,  Süreyya Hanım gibi pek çok Türk kadınının, erkelerle birlikte  vatanımızın bölünmez bütünlüğünü korumak, milletimizin huzur ve mutluluk içerinde, özgürce yaşamasını sağlamak için yaptıkları fedakarlıklar ortadadır.

   Nitekim Mustafa Kemal ATATÜRK, "Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde, Anadolu kadınının üstünde kadın çalışmasını zikretmeye imkan yoktur ve dünyada hiç bir milletin kadını, "Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim diyemez’’ demiştir.

Mustafa Kemal Atatürk kadınlarla ilgili düşüncelerini sözde bırakmadı. Kadınlarla ilgili radikal değişimler yapmıştı. Mustafa Kemal’le birlikte, kadının başta eğitim olmak toplumsal yaşamda ve aile yaşamında, eşit haklara sahip olarak yerini alması için, gereken hukuk, çalışma, siyasal katılım gibi atılımları yapmıştır.

Bu değişimler, yasalarla güvence altına alınmış, seçme ve seçilme hakları verilmiş, kadının erkeklerle, her alanda eşitliği sağlanmıştır.

İstihdama katılım, bir kadın için para kazanmanın çok ötesinde bir anlama sahiptir. İstihdama katılım, kadının, kendi ayakları üstünde durmasının ve kendisine güven duymasının da önemli ön koşullarından biridir.

Türk kadını, her alanda görev almalıdır. Çünkü Türk kadını oldukça donanımlı, hazırlıklı; bilinçli ve kadın olarak her göreve taliptir. Yaşadıklarını ve yaşananları sorgulayarak ve bunlardan ders çıkartarak kendi çocuklarını da bu bilinçte yetiştirerek, üst düzey görevlere de taliptirler.

             Türk halkı, erkek ve kadın,  her alanda birlikte çalışarak başarılı olacaktır. Nitekim ATATÜRK , "Bir toplum, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!" demiştir.

            Türk Kadını siyasal haklarını batılı ülke kadınlarından çok daha kolay elde etti. Atatürk kadına 3. Nisan 1930’ da, belediye seçimlerine katılma, 5 Aralık 1934’te milletvekili seçme ve seçilme hakkını verdi.

           1935’teki ilk seçimlerde, TBMM’ ye 18 kadın girdi. Ancak çok partili dönemde arzu edilen boyutta siyasi platforma yansımadı.

        Avrupalı kadınlar Türk kadınlarından sonra siyasi haklarını çok daha geç elde etmelerine rağmen, meclislerinde daha fazla sayı ile temsil ediliyorlar. Nitekim İsveç’ te bu oran yüzde 40.4, Norveç’ de yüzde 36.6, Danimarka’da, yüze 33.71, milletvekili var. Türkiye’ de bu oran çok düşüktür. Her geçen yıl da düşüyor.

           Türk kadını, siyasette arzu edilen seviyede olmasa da diğer sektörlerde başarılı performansları ile dikkat çekiyorlar. Özellikle de sağlık sektöründe etik değerlere bağlı, işinin ehli pek çok kadın doktorumuz var.  Bilgilerini ve tıp teknolojisini, her türlü imkansızlığa ve engele rağmen hastalara gerçek anlamda yardımcı olabilmek için kullanıyorlar.

Elbette hekimlikle ilgili pek çok etik değer vardır. Kadın doktorlarımız bu etik değerlere layık icraat yapıyorlar ve örnek de oluyorlar.
Ülkemizde “HEKİMLİK" kutsal, onurlu ve itibarlı bir meslektir. Her doktor, bilgi, beceri ve tıp teknolojisini, her türlü imkansızlığa ve engele rağmen, hastalara gerçek anlamda yardımcı olabilmek için kullanır.

             Ayrıca her doktor görevini en iyi şekilde yapmak zorunda olduğunun bilincindedir. Hata yapmak gibi bir lüksü de olmadığını bilir. Çünkü söz konusu olan insan hayatıdır.

İşinin ehli doktor olmak da kolay değildir. Çünkü işinin ehli doktor sorunu belirler, gerekli müdahaleyi yapıp, sorunu çözer. Bir sorununuz olduğunda yolunuz işiniz ehli bir doktora düşerse, işin ehli kavramının ne demek olduğu çok daha net anlaşılır.
          Toplum için her türlü fedakarlığı yapan, sahip olduğu değerleri toplum ve hastaları ile  paylaşan kadın doktorlarımız dün vardı, bugünde var, gelecekte de olacaktır.

Bu doktorlarımızdan biri de   Eskişehir Şehir Hastanesi göz hastalıkları doktoru, Sayın Op. Dr. Yasemin AYDIN YAZ’ dır.

Sayın Op.  Dr. AYDIN YAZ’ı tedavim esnasında tanıdık. İşinin ehli doktordur. Çok iyi bir gözlemcidir. Hasta ve yakınlarını çok iyi dinler. Hastayla empati kurar. Tarafsız hareket eder. Sorumluluklarını, yükümlülüklerini ve yapılabileceklerini  hasta ve yakınları ile sürekli paylaşır.

Sayın Op. Dr. AYDIN YAZ, hastalarının tedavisinde BİYO-PSİKO- SOSYAL yönden   sağlıklarını en iyi şekilde değerlendiriyor, tanı teşhis ve tedavide gerekli özeni de gösteriyor. Hastalarını  tedavide, her türlü tıbbi teknolojiden yararlanıyor.

             Sayın  Op. Dr. AYDIN YAZ, hastalarının sağlıklarını korumaları için önlem alırlar ve onlara önerilerde bulunur,  hastalıklara  teşhis koyarak, tedavi edilmesinde yardımcı olur. gerektiğinde tıbbi veya cerrahi müdahalede bulunarak, sağlıklılarına kavuşması için de her türlü fedakarlığı yapar.

Sayın Op. Dr. AYDIN YAZ hastalarını tedavide, her türlü tıbbi teknolojiden yararlanıyor. En önemlisi de tedavinin risk ve tehlikelerini, ilaçların yan etkilerini, başka seçenekleri olup olmadığını, sonuçta nelerin meydana geleceğini, hastanın yaşamının bu süreçte nasıl etkileneceğini tüm ayrıntıları ile anlatıyor.

                  Sayın Op. Dr. Yasemin AYDIN YAZ’ı kutluyoruz.