Yurtiçi gezilerde, ülkemizin güzellikleri karşısında, büyük haz alırken, dikkat çeken ve üzen gelişmelere de tanık oluyoruz. Özellikle de betonlaşan kıyılarımız,  yok edilen tarım alanları ve hoyratça kullanılan termal suları gibi gelişmeler,  Ülkemizi ve Turizm sektörünü, güç durumda bırakacak niteliktedir.

           Ülkemizdeki kaplıcalarda ve pansiyonlarda, termal suları tasarruflu olarak kullanılmıyor. Bu yönde herhangi bir ikaz da yapılmıyor. Ayrıca kontrolsüz su kullanımı,  su israfını daha da artırıyor. Şayet ülkemiz’ de, kuraklık devam eder, termal suları da bu şekilde israf edilirse, gelecekte pek çok tesis atıl kalabilir.

            Londra`daki Tearfund Vakfı bu konuda “Tükenen Su Rezervleri” başlıklı bir rapor hazırladı. Raporda 48 ülkede su sıkıntısı yaşanacağı, su yüzünden Afrika`dan büyük göçler meydana geleceğine dikkat çekildi. 25 yıl içinde su rezervlerini kaybedecek ülkeleri gösteren bir de harita yayınlayan Tearfund`a göre Türkiye de susuz kalacak.

            Bugünde, çoğu Ortadoğu'da, yer alan bazı ülkeler susuzluktan kırılıyor. Grönland'da kişi başına düşen yıllık tatlı su miktarı 10 milyon 578 bin 950 metreküpü bulurken, Kuveyt'te sadece 8 metreküpte kalıyor.
             Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün,  verilerine göre dünyada en fazla tatlı su kaynağı Brezilya'da. Yağmur ormanlarına ve dünyanın en büyük debisine sahip ırmağı olan Amazon'a sahip olan Brezilya, 8 trilyon 233 milyar metreküp toplam yıllık yenilenebilir su kaynağı ile açık farkla önde.

                Su fakiri ülkelerden bazıları ise 340 metreküple Umman, 320 metreküple Batı Şeria, 296 metreküple Barbados, 250 metreküple İsrail’ dir.
           Tatlı su kaynakları açısından, çok da kötü durumda olmayan Türkiye, 180 ülke içinde 214 milyar metreküplük toplam yıllık tatlı su kaynağıyla 41'inci, kişi başına düşen 2 bin 950 metreküp tatlı suyla da 106. sırada bulunuyor.

            Türkiye, toplam tatlı su kaynağı açısından, Avrupa'da Rusya, Grönland, Norveç'in ardından dördüncü sırada.  Ancak Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, sonbahar yağışlarının iç ve batı kesimlerde yaşanan kuraklığı önümüzdeki 4-5 aylık süreçte ortadan kaldırma olasılığını düşük görüyor.

            Mevsimsel yağışlar normaller civarında gerçekleşse dahi olumlu etkilerin görülmesi için daha uzun süre gerekiyor. Meteorolojiye göre, Türkiye, deprem riski gibi, kuraklık riskiyle de yaşamasını öğrenmek durumunda.

             Ayrıca su tasarrufu ve kuraklık konusu, ders programlarına da girmeli, öğrencilere, evde ve okulda, su tasarrufu yapmanın yollarını öğretilmelidir.

            Ülkemizin, yüzey ve yer altı tatlı su potansiyeli yılda 112 km3. Günümüzde 95 km3 yüzey suyu potansiyelimizin ancak 27,5 km3ünden yararlanabiliyoruz. Bu kaynakların yaklaşık %76’sı sulamada, %14’ü içme suyu olarak, %10’u ise sanayide kullanılıyor.

             Ülkeler, yılda kişi başına düşen kullanılabilir tatlı su miktarına göre sınıflandırılıyor. Bu değerin 1.000 m3ten az olması su kıtlığı, 1.000-1.700 m3 arasında olması su stresi, 1.700 m3ten fazla olması ise su zenginliği olarak nitelendiriliyor.

              Ülkemizde kişi başına düşen kullanılabilir tatlı su miktarı 1.555 m3. Yani Türkiye su stresi sınıfına dâhil olan ülkeler arasında yer alıyor.

               Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre 2025 yılında su stresi yaşayan ülkelerin oranı %34’e, su kıtlığı yaşayan ülkelerin oranı ise %15'e ulaşabilir. 2050 yılında 9,4 milyara ulaşması öngörülen dünya nüfusunun %40'ı su sıkıntısı çekebilir.

              Ayrıca Çevre ve Orman Bakanlığı “SUDEST” (Su yatırımlarını destekleme ve su tasarrufu projesi) için kolları sıvadı ama yeterli de değildir. 

             Türkiye genelinde, su kaynaklarının korunması için gerekli tedbirler alınmalı, mevcut su kaynaklarının korunması ve suyun tasarruflu şekilde kullanılmasının sağlanması, yeni su kaynaklarının araştırılarak değerlendirmeye alınması için yapılacak çalışmaklar sürekli ve kalıcı olmalıdır.

             Yerleşim yerlerinin,” İçme Suyu Yönetim Planı”nın hazırlanmalı, izinsiz yeraltı suyu kullanımının engellenmeli, belediyelerin su temin edebildiği yerlerde şebeke suyu kullanımı da zorunlu hale getirilmelidir.

           Ülkemizde ve Eskişehir, su sıkıntısı çekmemek ve termal tesislerinin de atıl kalmamasını istiyorsa, mevcut sularını, tasarruflu kullanmak ve korumak zorundadır. 

           Ayrıca Ükeizde ve Eskişehir’ de su ile ilgili gelişmelerin, hızını ve niteliğini doğru yönlendirmek için, ivedilikle bir “Master Planı” na ihtiyaç vardır.

           Eskişehir bazında yapılacak su ile ilgili bir MASTER PLAN”,  hem kaynakların korunması, hem de kullanılmasında, halkımıza ve ilgililere rehber olacaktır.

             Ayrıca dünyadaki tüm canlılar için, su önemli bir besin maddesidir  İnsan, yiyecek olmadan birkaç haftaya kadar yaşayabiliriz. Ancak su olmadan sadece birkaç gün hayatta kalabiliriz. Vücuttaki her sistem, hücrelerden ve dokulardan, hayati organlara, suyun işleyişini gerektirir.

             Hülasa su yaşamdı, hayattır. Kıymetini bilelim, lüzumundan fazla harcamayalım.

su-kaynaklarina-sahip-cikilmali-mustafa-kantarci