Siyaset sahnesinde bazen bir selam, bazen bir kare, bazen de sıradan bir toplantı bile ortalığı hareketlendirmeye yetiyor. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’nin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in başkanlığında düzenlenen TBMM grup toplantısına katılması da tam olarak böyle bir tabloyu ortaya çıkardı. Oysa yaşananlar son derece normaldi, rutin bir gündü, hatta deyim yerindeyse olağan bir siyaset temposu…
Ünlüce, grup toplantısının ardından yaptığı kısa değerlendirmede, “Cumhuriyetimizin kazanımlarını korumak, demokrasimizi güçlendirmek ve her bir vatandaşımızın daha eşit, daha güvenli bir yaşam sürebilmesi için iktidar yolunda hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Mesaj açıktı: Ortak bir hedef, ortak bir mücadele…
Ama gel gör ki, biz yine bildiğimizi okuduk. İl Başkanı Yalaz ve yönetiminin Ankara ziyaretine Ünlüce’nin eşlik etmesi, bir anda kulaktan kulağa yayılan yorumlara dönüştü. “Neden gitti?”, “Kimlerle görüştü?”, “Acaba işin içinde PM görüşmeleri olabilir mi?” soruları havada uçuştu.
Gerçek ise çok daha sadeydi. Aynı gün Genel Başkan Özel, il belediye başkanlarıyla bir toplantı gerçekleştiriyordu. Ünlüce zaten bu toplantı için Ankara’daydı. Dolayısıyla il yönetiminin ziyaretine eşlik etmesi de son derece doğal bir durumdu. Bu kadar.
Ancak işin enteresan kısmı şu: Bu ziyaretin içinde ilçe belediye başkanlarının olmaması da yeni bir tartışmanın kapısını araladı. “Kazım Kurt ve Ahmet Ataç neden yoktu?” sorusuna kadar uzanan bir merak dalgası…
Oysa gerçek yine çok daha basit. İlçe belediye başkanlarının olmadığı bir Ankara ziyareti, milyonlarca olası gündemden yalnızca biri. Üstelik rutin bir görüşmenin, olağan bir fotoğraf karesinin ya da nezaket ziyaretinin altında bu kadar çok anlam aramak sadece yorucu değil; siyaseti de gereksiz yere bulandırıyor.
Bazen gerçekten hiçbir şey yoktur.
Ne küçük bir ayrışma…
Ne kapalı kapılar ardında dönen gizli hesaplar…
Ne de “acaba mı?” dedirtecek bir hamle…
Fakat biz, adım atılan her yerde öküzün altında buzağı aramakta pek mahir bir milletiz. En basit temasları bile karmaşık yapbozlara çevirmekte üstümüze yok.
Oysa belki de yapılması gereken çok daha sakin bir bakış geliştirmek. Normal olanı normal kabul etmek. Rutin bir ziyaretin gerçekten sadece rutin olabileceğini görmek. Her kareden, her selamdan, her toplantıdan siyasi fırtına çıkarmaya çalışmak, kimseye fayda sağlamıyor.
Kısacası, Ankara’da yaşanan sıradan bir gün, Eskişehir’de bir kez daha büyüteç altına alındı. Ama büyüteç ne kadar büyütülürse büyütülsün, bu hikâyenin içinde olağanüstü bir şey yok. Sadece işler, olması gerektiği gibi yürüdü.
Ve bazen, en büyük sakinlik, basit olana basit demeyi başarmaktır.
Esen kalın.