AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak, Balıkesir’de meydana gelen ve Eskişehir’de de hissedilen deprem sonrası sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşımda bulundu.
Albayrak’ın söz konusu açıklaması şu şekilde:
“Merkez üssü Balıkesir olan ve Eskişehir'de de hissettiğimiz 6.1 büyüklüğündeki depremden etkilenen tüm hemşehrilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Herhangi bir sıkıntı yaşanmaması temennimiz. Deprem gerçeği kendini bir kez daha hatırlattı ve hatırlatmaya da devam ediyor. Şehrimizde yerel yönetimler 26 yıldır hâlâ uykuda. Bu konuda derhal sorumluluk ve aksiyon alınmalı. Göstermelik işlerle Eskişehir'in kaybedecek 1 dakikası dahi yok.''
***
Evet efendim; yine bir deprem ve hemen arkasından yine her zamanki gibi sorumluluğu karşı siyasi cepheye atan benzer sözler…
Oysa deprem hayatımızın bir gerçeği olmakla birlikte siyasi bir argüman olarak kullanılamayacak kadar da önemli bir mesele. Ve yaşanan bu son depremle bir kez daha tanık olduk ki sorumluluk ve yetki kargaşalarıyla boşa geçirilecek bir saniyemiz bile yok.
***
Bu noktada öncelikle şu gerçeği kabul etmek gerekiyor: Geçmişten günümüze uzanan bu kadar büyük bir sorunun üstesinden tek başına ne merkezi yönetim gelebilir, ne de yerel yönetimler. Yaşanan her deprem sonrası siyasetçiler tarafından yapılan bu tür suçlamalar ile hiçbir yere varılamayacağını artık öğrenmemiz lazım. Dahası böylesi bir tavır, diyalog kapılarını da sonuna kadar kapatır ki bunun ise hiç kimseye bir faydası olmaz. Ancak el ele verirlerse, bu konuda kayda değer sonuçlar görülebilir.
***
Aslına bakarsanız Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce de göreve geldiği ilk aylarda bu konuyla ilgili suçlamalara bir son verilerek, birlikte hareket edebilmenin önemini vurgulayan açıklamalarda bulunmuştu.
Başkan Ünlüce “ Artık suçlama dönemi bitsin, artık biz bunların üzerine çıkalım. Bu binaları artık bizim el ele verip dönüştürmemiz lazım. En riskli yerleri söylüyorum, sekiz kat ve üstü, bitişik nizam ve 99 öncesi yapılan yerlerin bir kere bu şehirde dönüşmesi lazım” açıklamasında bulunmuştu.
Ünlüce başka bir açıklamasında ise “Ben konuyu Bakanlığı, il müdürlüğünü, belediyeyi suçlayarak, vatandaşı suçlayarak bir yere varamayacağımız açısından ele alıyorum. Bu nedenle herkesi göreve davet ediyorum, burada hepimiz görevliyiz, yarın bir deprem olduğunda bunların hiçbir önemi kalmayacak kim sorumluydu, neydi diye. Bir sürü vatandaşımız can kaybedecek. AFAD’ın bu konudaki raporları çok önemli. Eskişehir’de 6.7 civarında bir deprem olduğunda ne gibi yıkımlar olacak, ne kadar ölümler olacak bunlar artık açıklıkla önümüze konuyor. Bu saatten sonra yapacağımız iş birbirimizle hiçbir ayrışma ve kavgaya girmeden hep beraber yol yürümek. Açıklanan sayılar hiç iyi değil, kötü durumdayız” ifadelerine yer vermişti.
***
Ne var ki Ünlüce’nin bu analitik yaklaşımı, aradan geçen onca zamana rağmen bir karşılık bulmadı.
Peki ne oldu?
Hissedilen ilk depremin ardından, Albayrak’ın eleştiri oklarının hedefi oldu. Açıkçası yetmiş-seksen yıldır süregelen bu kadar büyük bir soruna, yerel yönetimler tarafından bir çırpıda çözüm üretilmesini beklemek çok da gerçekçi olmasa gerek.
Sonuç olarak Sayın Albayrak, düşüncelerinde gerçekten samimiyse merkezi yönetimden bu konuda Eskişehir’e kaynak ve imkan sağlanması için mücadele etmesi gerekiyor. Değilse; taşın altına elini koymadan yapılan bu tür açıklamalar, konuyu siyasi zemine çekmekten başka hiçbir anlam ifade etmiyor.
Yorum sizlerin.
Bendeniz yarın yine buradayım.
Beklerim efendim…
GÜNÜN SÖZÜ:
Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenen bir suçtur.
- Uğur Mumcu