TBMM eski Başkanı Bülent Arınç bir dizi ziyaretlerde bulunmak için Eskişehir’e geldi. Yakın siyasi tarihin en etkili isimlerinden ve AK Parti’nin kurucularından olan Sayın Arınç, Şehir Gazetesi’ne gündeme damga vuracak açıklamalarda bulundu.

bulent-arinc-ile-gundem-uzerine-murat-keskin2

İşte sorular ve yanıtlar efendim…

                                                          ***

·        En zor koşullar altında bile doğruları söylemekten geri durmayan bir tavrınız var. Bu duruma aktif siyaset yaptığınız dönemde ve sonrasında da fazlasıyla tanık olduk. Ne var ki 2023 genel seçimleri öncesi eleştiri ya da önerileri bir kenara bırakarak, AK Parti’ye koşulsuz destek veren bir duruş sergilediniz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimi kazanmasının zaruret olduğunu, dahası meclis çoğunluğunu kazanmasının da şart olduğunu defaatle ifade ettiniz.

Gerçek şu ki; 2023 yılı Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili genel seçimleri için belki de her zamankinden daha fazla ağırlığınızı koydunuz. Bu seçimin, sizin için önceki seçimlerden farkı neydi?

AK Parti’nin kurucularındanım. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan ile 1978’den beri gelen bir hukukumuz ve kuvvetli bağlarımız var. Gördüğümüz ve bildiğimiz bir yanlışı söylememek, her şeyden önce partimize Sayın Cumhurbaşkanımıza zarar verir. Kaldı ki bu yaklaşımı sergilemek dinimizin de bir gereğidir.

Vakti zamanında yaptığımız uyarılar, Cumhurbaşkanımıza farklı bir şekilde yansıtılmasaydı ve dikkate alınsaydı, AK Parti bugün daha da başarılı olacaktı. Ülke genelinde yüzde bir oy oranına dahi ulaşamamış partilerle görüşmek gibi bir durum söz konusu olmayacaktı.

Bunun yanı sıra son seçimlerin anlamı elbette çok daha farklıydı. Bu bir siyah ya da beyaz seçimiydi. Bu işin grisi yoktu. Altılı ya da yedili bir masa var. Kılıçdaroğlu, ‘bir karar alacak’, peki nasıl olacak da bu kararı masadaki herkese onaylatacak? Ben size söyleyeyim; en başta Ahmet Davutoğlu’nu nasıl aşacak? Altılı masa denilen böyle bir sistemle ülke yönetilebilir mi?

Bu gerçekleri vatandaşların bilmesi gerekiyordu.

Cumhurbaşkanımız Allah’ın izniyle yeniden seçilmeli ve nerede kalmıştık demeliydi.

                                                           ***

·        Yine seçim öncesi yaptığınız açıklamalarda; millet ittifakının miting görüntülerini ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde önde gösteren anketlerin manipülatif olduğunu belirttiniz. Kimi AK Partililer bile umutsuzluğa kapılmışken durumun yansıtıldığı gibi olmadığını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimi kazanacağını belirttiniz. Seçim sonuçlarından nasıl bu kadar emin olabildiniz?

Her şeyden önce Sayın Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanı olduğu andan itibaren kemikleşmiş diyebileceğimiz yüzde 25 gibi bir oyu var. Bunun yanı sıra bakıyorsunuz; seçmenin yüzde yetmişi en az bir kere AK Parti’ye ve Sayın Erdoğan’a oy vermiş. Böyle bir gerçek var.

Karşı tarafta millet ittifakı cephesinde ise siyasi kimliğini tam olarak oluşturamamış ve neyi nasıl yapacağı bilinmeyen bir masanın üyeleri var. Böylesi bir durumda vatandaşın neyi takdir edeceğini tahmin etmek zor değil. Vatandaşlar bunlar ülkeyi nasıl yönetecek diye sormaya başladı. 

Bu noktada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliğiyle diğer adaylardan öne çıktığı muhakkak.

                                                         ***

·        Seçim öncesi muhalefet kanadının en fazla bel bağladığı argümanların başında hayat pahalılığı geliyordu. Bu sebeple AK Parti’nin oylarının eridiği ifade edilse de buna karşı çıktınız. Bu konuyu nasıl yorumlarsınız?

Evet. Konuştuğumuz vatandaşlarda hayat pahalılığı konusunda şikayetler fazlasıyla vardı ama aynı vatandaşlar yine en iyisi Erdoğan diyorlardı.

                                                         ***

·        O zaman Süleyman Demirel’in söylemiş olduğu ve siyasi terminolojimizde önemli bir yeri olan ‘boş tencerenin deviremeyeceği hükümet yoktur’ sözü de geçerliliğini kaybetmiş olmuyor mu?

Tamam. Hayat pahalılığı ve ekonomik sıkıntılar var ama bunlara çözüm arayan ve gayret gösteren bir iktidar da var. Vatandaşlarımız da bu gerçeği çok iyi biliyorlar. Dolayısıyla Sayın Demirel’in bu sözünün de siyasette pek bir manası kalmamıştır.

                                                    ***

Evet efendim…

Sorularımızı açık yüreklilikle ve büyük bir samimiyetle cevaplayan Sayın Bülent Arınç’a, teşekkürlerimizi sunmak boynumuzun borcu…

Bendeniz yarın yine buradayım.

Beklerim efendim.

bulent-arinc-ile-gundem-uzerine-murat-keskin1

bulent-arinc-ile-gundem-uzerine-murat-keskin3

GÜNÜN SÖZÜ:

İmkansıza ulaşmanın tek yolu, onun mümkün olduğuna inanmaktır.

Lewis Carrol