Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra, yaşananları değerlendirdiğimizde CHP’ nin, ne kadar yanlışlık içinde olduğuna tanık oluyoruz ama 12 defa seçim kaybeden, Sayın KILIÇDAROĞLU, hala başarısızlığının nedenlerinin farkında değildir.
Çünkü “Bugünkü CHP, bildiğiniz CHP değildir “ama bu gerçeği göz ardı edenler, hala CHP’yi Atatürk’ün partisi olarak tarif etmeye çalışıyorlar. Oysa CHP adım adım ele geçirildi. Atatürk’le bütün bağları kopartılıyor.
Süreç Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin, başına getirilmesiyle başladı. Parti yavaş yavaş dizayn edildi. Atatürkçülük çizgisini temsil ettiği düşünülen, her kim varsa zamanla tasfiye edildi.
Nitekim Yalova Milletvekili Özcan Özel, İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi ve Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy, parti yönetimini, "kurucu değerlerden uzaklaşmakla" suçlayarak istifa etmişlerdi.
CHP'li, bir milletvekilinin, TBMM makam odasının duvarındaki, Mustafa Kemal Atatürk resmini, indirdiğine ilişkin, iddiaları nedeniyle, CHP'nin kamuoyunda tartışılmasına neden olan, Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi, Sayın Aylin NAZLIAKA, parti tüzüğü uyarınca, tedbirli olarak, kesin ihraç istemeyle Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edilmişti.
CHP’ nin, Atatürk'ün, resmini indiren, milletvekilini değil de bunu kamuoyuna duyuran milletvekilini, kesin ihraç istemiyle, disipline sevk etmesi ile ilgili karar, parti tabanında ve kamuoyunda kabul görmemişti.
O günlerde bu gelişmeye, Eskişehir Baro Başkanı olan Sayın Rıza ÖZTEKİ de, tepki göstermişti.
Elbette Sayın ÖZTEKİN’ in, bu uygulamaya karşı çıkması, hukukçu kimliği gereğidir. Çünkü hukukçu olan kişi, suçluların, yanında değil, suçsuzların yanında ve haksızlıkların da karşısında yer alır.
O günlerde Yalova Milletvekili olan Sayın Muharrem İNCE ise “Bu skandal kapatılamaz” derken, CHP, eski Manisa Milletvekili Sayın Şahin MENGÜ’ de, TBMM'deki odasından, Atatürk'ün fotoğrafını indiren, CHP' li vekil, hakkında, gereken işlemin yapılmasını isteyen Sayın Mengü, "Aksi halde genel merkezi kuşatırız.” sözleri ile de parti içindeki, rahatsızlığı ortaya koymuştu.
CHP, bu uygulaması ile Atatürk, karşıtlarına, umut verdiği gibi, bu tür eylemlerin, hız kazanmasına da zemin oluşturmuştur. Aslında CHP, bunu hep yapıyordu. CHP, Atatürk'ün, resmi önünde fotoğraf çektirmek istemeyen, bir Baro Başkanını, Konak Belediye Başkanı yapmış, Atatürk'e hakaret eden, Bekaroğlu'nu da partiye kaydetmişti.
CHP içinde, Atatürk’le ilgili, gelişmeler, yanında, parti içindeki uygulamalarda sürekli tartışma konusu oldu.
CHP, İzmir Milletvekillerinden, Prof. Dr. Birgül Ayman Güler ise CHP’nin, 35. Olağan kurultayında, alınan kararları, sert sözlerle eleştirdikten sonra, CHP’ yi, AKP ve HDP, karışımına benzetmişti.
Sayın KILIÇDAOĞLU, Haber Türk TV’ de, Dersim tartışmasına ilişkin açıklamalarında, “ Özür dilenmesi gerekiyorsa, bunu devletin yapması gerekiyor. Atatürk’ün kurduğu, Halk Fırkası’yla yeniliyoruz” diyerek devleti eleştirmişti.
Sayın KILIÇDAROĞLU” nun, Dersim açıklamalarından sonra, Sayın Onur ÖYMEN, “Atatürk döneminin üstelik kendi partisinin yöneticileri tarafından suçlanmasına tahammül etmemiz mümkün değildir. Herkes, artık tavrını ortaya koymalıdır. CHP'yi kimliğinden, köklerinden kopartmaya, kimsenin hakkı yoktur" diyerek tepki göstermişti.
Ayrıca Sayın KILIÇDAROĞLU, Diyarbakır’da çıktığı kürsüden; “Biz eski CHP değiliz. 1930’ların, 1940’ların, CHP’si değiliz!” diyerek, CHP’yi, ne kadar değiştirmiş olduğunu anlatmaya çalışıyordu.
Oysa ATATÜRK dönemindeki CHP, 1929-1938 yılları arasında, ağır sanayi üretimi %152 artarken, toplam sanayi üretimi %80 artmıştır. Kömürde %100, Kromda %600, diğer madenlerde %200 artış olurken, demir üretimi 0’dan 180.000 tona çıkmış, şeker üretimi, 200 misli artmıştır.
Tekstil sanayi ülkenin tekstil ihtiyacının yüzde 80'ini karşılar duruma gelmiştir. Tekstil 1924-1929 arasında, pamuk ürünleri üretimi 70 tondan 3 bin 773 tona, yün 400 tondan 763 tona, ipek 2 tondan 31 tona çıkmıştır.
Ülkemizde, bu kalkınma hızına, hiçbir iktidar, hatta o günün şartları ile hiçbir ülke ulaşamadı. Hiç borç para almadı, Osmanlının borcunu ödedi. 150 tonda altın bıraktı.
Ayrıca Rhode Island'daki Brown Üniversitesi Onursal Profesör Arnold Ludwig’ in, 18 yıl süren, "Liderliğin Doğası" çalışmasında, 1900-2000 yılları arasında yaşayan, 200 farklı ülkeden, 1941 lideri araştırdı. Araştıma sonucunda, ATATÜRK’ü, 20. Yüzyılın, en önemli dünya lideri olarak ilan etti.
CHP’nin, 14.Olağan Gençlik Kolları Kurultayı’nın ardından da “Seyit Rıza” tartışması başladı. Konuşması nedeniyle eleştirilen, Halkçı Liseliler Genel Başkanı Doğukan Kurnaz açıklama yaparak, “Bir siyasal hareket, hem Mustafa Kemal’e, hem de Seyit Rıza’ya sahip çıkamaz.” Diyerek, CHP içindeki, gelişmelere tepki göstermişti.
Hülasa CHP’ de, Atatürk’ le ilgili, gelişmeler, kaygı vericidir. O nedenle CHP’ nin, Anadolu teşkilatları, özellikle de Atatürkçü tabanı, Atatürk’ ün, CHP’ sini, yeniden hayata geçirmek için, mücadele etmelidir
Ayrıca Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 12 defa seçim kaybetmekle kalmadı. Genel Başkanlığı süresince CHP’nin genleriyle oynayarak, Atatürk dönemindeki ‘’CHP’yi CHP yapan ruhu’’ da önemli ölçüde yok etti.
Oysa Türkiye’ nin, Atatürk dönemindeki, CHP’ye, Atatürk’ ün, fikir ve düşüncelerine, dünden, daha çok, bugün ve gelecekte ihtiyacı vardır. Aksi halde Atatürk’ ün, yolundan ayrılmak, çocuk ve torunlarımızı, gelecekte arzu edilmeyen gelişmelerle karşı karşıya bırakacaktır.
CHP, iktidar, alternatifi olmak istiyorsa, Atatürk dönemindeki ilklerine dönmeli, bünyesinde, çok yönlü değişim gerçekleştirmelidir. Birlikte düşünüp, birlikte karar veren, yeni bir lider ve ekiple de yoluna devam etmelidir. Aksi halde, ya mevcut durumunu koruyacak, ya da küçülerek, sürekli seçim kaybedecek ve muhalefette kalacaktır.