Eskişehir’in, kullanma suyunu karşılayan Porsuk Barajı’nda su miktarı azaldı. "Kritik" seviyeye kadar düşen su miktarının yüzde 30’ların altına düşmesi halinde, arıtmanın imkânsız hale geleceği ve kentte kullanma suyu sıkıntısı yaşanacağı bildirildi.

               Geçmiş yıllarda da su sıkıntısı gündeme gelmişti.

              Valilerimizden, Sayın Kadir Çalışıcı da israfın, Türk halkının müzmin hastalığı olduğunu belirterek, özellikle küresel ısınmanın gündeme geldiği şu günlerde, su kullanımı konusunda halkı eğitmeye önem verilmesi gerektiğini belirttikten sonra, “ Şu aşamada bir sorun yokmuş gibi görünse de, böyle giderse yakın bir gelecekte, su sıkıntısıyla karşı karşıya kalabiliriz. O nedenledir ki, bir an önce gerekli çalışmalara başlayıp, sorun ortaya çıkmadan gereken önlemleri almalıyız" demişti..

               Eskişehir’in, yaklaşık 35 milyon metreküp suyla rahatlıkla sulayabileceği tarım alanlarında, 111 milyon metreküp su kullanıyor.  Neden olarak da,  sulama kanallarının elverişsiz durumu gösteriliyor.             

             Ancak uyarılara rağmen,  bugüne kadar da gelecekte oluşacak su sıkıntısı ile gerekli tedbir ile ilgili kentte somut bir gelişme olmadı. Girişimler sonucu da merkezi hükümetten arzu edilen cevaplar alınamadı.

              Nitekim Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Porsuk Barajı’nda düzenlediği basın toplantısında bizzat Veysel Eroğlu'na bakan olduğu dönemde şahsına özel, akademisyen olarak mektup yazdığını belirtikten sonra “Bürokratik yazışmaların dışında mektup yazdım. Daha sonra belediye olarak da resmi olarak da müracaat ettim. Eskişehir'in nüfusu hızla artıyor, su ihtiyacı artıyor, Porsuk Barajı bundan başka fazlasını karşılayamaz, Kütahya'nın sanayisinin kirlettiği endişesini ilettik. 30-40 yıl sonrasının Eskişehir’in su ihtiyacını dile getirdik. Sakaryabaşı’ndaki doğal temiz su kaynağını devlet yatırımı olarak Eskişehir'e getirilmesini söyledik. Başvuruda bulunduk ama hiç bir cevap alamadık” demişti.

              Ülkemiz ve Eskişehir’de,  içme ve kullanma suyu sıkıntısı olur mu, önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Ancak Dünyada da, yeterli içme ve kullanma suyu yoktur. Çünkü yeryüzündeki suyun %97’si tuzludur. Geriye kalan ve büyük bir bölümü Kuzey ve Güney Kutuplarında buzullar içinde donmuş olan %3’lük tatlı su kaynakları vardır.

            Son 10 yılda, bu kısıtlı su arzı üzerindeki küresel su talebi 6 – 7 kat artmıştır; bu oran dünya nüfusu artış oranının iki katından fazladır. Öte yandan, dünya nüfusunun, 2025’de 8,3 milyara, 2050’de ise 10–12 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir.

             Halen, dünyada, 2,4 milyar insan yetersiz ve kalitesiz su nedeniyle sağlıksız koşullarda yaşamaktadır..
             Eskişehir, küçümsenmeyecek yeraltı su rezervlerine sahiptir.  Yapılacak her hata, yeraltı sularını kullanılamaz hale getirir.  Onun içinde Eskişehir’ de ki mevcut su kaynaklarının korunmalı ve suyun tasarruflu şekilde kullanılması sağlanmalı, yeni su kaynaklarının araştırılarak değerlendirmeye alınmalıdır.

         Jeoloji Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi'nce düzenlenen "Su Çalıştayı"nda da konuşan Prof. Dr. Ayday, yeraltı su kaynaklarının hızla tükenmekte olduğuna da dikkati çekti.

          Yeraltı suların azalması nedeniyle Sivrihisar'ın güneyinde 20 metre çapında obruklar, yani alan çökmeleri oluştuğunu vurguladı.

              Yerleşim yerlerinin, “İçme Suyu Yönetim Planı”nın hazırlanması, izinsiz yeraltı suyu kullanımının engellenmesi, belediyelerin su temin edebildiği yerlerde, şebeke suyu kullanımının zorunlu hale getirilmesi, Jeotermal kaynaklarla ilgili olarak ilgili kurumlardan gerekli izinlerin alınması, “Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’nde, belirtilen esaslar çerçevesinde de reenjeksiyon yapılmalıdır.

               Yeraltı su kaynaklarının, suyu kullanan idarelerce, “Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nde belirtilen esaslar çerçevesinde korunması, kirlenmenin engellenmesi için, de gerekli tedbirler mutlaka alınması gerekir.  

               Eskişehir,  su sıkıntısı çekmemek ve termal tesislerinin de atıl kalmamasını istiyorsa, mevcut sularını, tasarruflu kullanmak ve korumak zorundadır.  

              Ayrıca Türkiye ve Eskişehir’ de su ile ilgili gelişmelerin, hızını ve niteliğini doğru yönlendirmek için, ivedilikle bir “Master Planı” na ihtiyaç vardır.

                Eskişehir için yapılacak su ile ilgili bir MASTER PLAN”,  hem kaynakların korunması, hem de kullanılmasında, halkımıza ve ilgililere rehber olacaktır.

                Ayrıca ülkemiz ve Eskişehir genelinde, alternatifsiz bir kaynak olarak su kaynaklarımızın işletilmesi ve korunması amacıyla çeşitli tarihlerde çıkarılmış kanun, kararname tüzük ve yönetmeliklere ilaveten AB uyum yasaları da dikkate alınarak yeni bir “Su Kanunu” çıkartılmalıdır.

               Çünkü tedbirler alınmazsa Türkiye ve Eskişehir gelecekte su sıkıntısı çekecektir.

               Nitekim Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütünün, gelecekte tarımda su alanında risk yaşayacağını öngördüğü ülkeler raporunda, Türkiye orta-yüksek risk grubunda yer alıyor. Tarımda yaşanacak su tehlikesi endeksine göre de Türkiye, 2024-2050, ylları arasında, en çok risk taşıyan ilk 15 ülke arasında gösteriliyor.

eskisehirde-su-sikintisi-kapida-mustafa-kantarci