Dünyada birçok ülkede, 1994'ten beri her yıl 5 Ekim günü UNESCO tavsiyesiyle “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır. 5 Ekim günü, 1966 yılında Paris’te gerçekleşen "Öğretmenlerin Statüsü Hükümetler arası Özel Konferansı’nın sona erip UNESCO temsilcileri ile ILO tarafından "Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi"nin oy birliği ile kabul edilişinin yıl dönümüdür. Kendi kültürel ve tarihî özelliklerine, okul tatil günlerine göre çeşitli ülkelerde farklı tarihler “Öğretmenler Günü” olarak belirlenmiştir.
Türkiye'de ise her yıl 24 Kasım günü Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk'ün başöğretmen olduğu 24 Kasım günü, 1981 Atatürk Yılı'nda Kenan Evren tarafından Öğretmenler Günü olarak ilan edilmiştir.
Bu gün ülkemizin her yerinde, öğretmenlik mesleği ile ilgili törenler yapılacaktır. Ancak gözden kaçan, fakat gündeme gelmesi gereken bir sorun da emekli öğretmenlerimizle ilgilidir. Öğretmenlik mesleğine ömür vererek emekli olmuş öğretmenlerimizin, hizmetlerini şükranla anmak "Öğretmenler Günü’nün amaçları arasındadır.
Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenler Günü Kutlama Yönetmeliğine göre Öğretmenler Günü dolayısıyla Millî Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatı başta olmak üzere il, ilçe, okul ve kurumlar ile yurt dışı temsilciliklerinde oluşturulan kutlama kurullarınca programlar hazırlanır. Hazırlanan programlara göre törenler, sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler, 24 Kasım gününü içine alan hafta boyunca gerçekleştirilir.
Okullarımızda ise öğretmenler gününün kutlanması için müdürün başkanlığında bir müdür yardımcısı, öğretmenler kurulu tarafından seçilen bir öğretmen ile okul-aile birliği başkanından oluşur.
MEB Öğretmenler Günü Kutlama Yönetmeliği Madde 6-f “ Emekli öğretmenlerin; halen görevde bulunan öğretmenler, öğrenciler ve velilerle bir araya getirilmesine yönelik etkinlikler düzenlenerek, öğretmenlik mesleği ve eğitim öğretimle ilgili deneyimlerinin paylaşılması ve hatıralarının anlatılması” yer alır.
Geçmiş yıllarda, "Öğretmen Okulu Marşı" ile coşan, Türk Bayrağının dalgalandığı her yerde görev yaparım düşüncesi ile mezun olan, emekli öğretmenlerimiz, vatanın en ücra köşelerinde, meslek onuru ve bilinci ile hizmet yaptılar. Aslında onlara, toplum ve birey olarak çok şey borçluyuz.
Ayrıca öğretmenlik mesleği, gelecek nesli, ailesi, çevresi, milleti, devleti ve vatanı için daima yararlı, yapıcı, yaratıcı iyi bir insan ve iyi bir vatandaş olarak yetiştirme sanatıdır. Yurdumuzun ve devletimizin geleceği, ekonomik yönden kalkınması, her şeyden önce öğretmenlerin mesleklerinde göstereceği başarıyla orantılıdır.
Öğretmenler gününde amaçları arasında bütün öğretmenlerin, Atatürk ilke ve inkılâpları ile Atatürk’ün eğitim ve öğretime ilişkin düşünce ve idealleri doğrultusunda birlik ve beraberliklerini sürekli kılmak, öğretmenler arasındaki sevgi ve saygı bağlarını kuvvetlendirmek ve meslekî dayanışmayı canlı tutmak,
Ayrıca öğretmenlik mesleğinin kamuoyuna daha iyi tanıtılmasını sağlamak ve kamuoyunu bilinçli ve duyarlı hâle getirmek, öğretmenlik mesleğinin toplumdaki değerini korumak, yüceltmek ve saygınlığını artırmaktır.
Bu nedenle de öğretmenler günü de imkânlar ölçüsünde öğretmenlerin de görev alabileceği açık oturum, panel, sempozyum, konferans, inceleme ve benzeri etkinliklere yer verilerek mesleğin önemi vurgulanmalıdır.
Öğretmenler Günü’nde okullarda emekli öğretmenlerin; halen görevde bulunan öğretmenler, öğrenciler ve velilerle bir araya getirilmesine yönelik etkinlikler düzenlenerek, öğretmenlik mesleği ve eğitim öğretimle ilgili deneyimlerinin paylaşılması ve hatıralarının anlatılması da sağlanmalıdır.
Türkiye’de “Öğretmenlerin sorunları” denince akla ilk gelen şey sayılar, atamalar ya da müfredatlar oluyor. Oysa mesele çok daha derin, çok daha kişiseldir.
Ülkemizdeki Eğitim fakültelerinden, her yıl 100 ile 110 bin arasında aday mezun oluyor. İşsiz öğretmen sayısı 600 bini geçmiş durumda. Mevcut öğretmen yetiştirme politikası yeniden ele alınıp düzenlenmezse önümüzdeki birkaç yıl içinde mezun sayısı bir milyonu bulacaktır.
Öğretmen yetiştirme ve istihdam etme konularında ulusal ihtiyaçlarımız üzerinden bir planlama yapılması, bu ihtiyaca cevap olacak şekilde YÖK ve MEB’nin uyumlu çalışması gerekmektedir
Yine 2024 ÖSYM ÖABT verileriyle göre, toplam 478.395 öğretmen adayı sınavı geçmelerine rağmen atanmayı bekliyor. Bu durum, hem eğitim sisteminin geleceği hem de öğretmen adaylarının sosyal ve ekonomik koşulları açısından ciddi endişelere yol açıyor.
Ek ders ücretleri üzerinden, bir iyileştirme kalıcı ve adil bir çözüm değildir. Öğretmeni tam gün okulda aktif kılacak bir çalışma ve maaş düzenlemesi gerekir.
Doğum izinleri, evlilik, çocuk, süt, kira yardımı gibi uygulama ve ödentiler insan onuruna ve hayatın gerçeklerine uygun hale getirilmelidir.
Ülkemizde ücretli çalışan öğretmenler, aldıkları ücretin yeterli olmadığını ve özlük haklarının bulunmadığından, motivasyonlarını olumsuz etkilemekte, kadroya geçmeyle ilgili kaygıları nedeniyle de çalıştıkları okullarda huzurlu değillerdir.
Öğretmenler, ülkelerin kaderlerinde çok önemli bir role sahiptir. Toplumun geleceğini şekillendiren mimarlardır. Ülkelerin gelişmişliği ve refahı da öğretmenlerin statüsü ve çalışma koşulları ile eşdeğerdir. Bu yüzden öğretmenlere gereken değer verilmeli; onların daha iyi yetişmesi ve işlerini daha iyi yapabilmeleri için de öğretmenlerin sorunları mutlaka çözülmelidir.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde, geleceğimizi inşa eden emekli ve görevde olan öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü kutlu olsun!