Bölgesel Amatör Lig’de şampiyon olarak 3. Lig’e yükselen Türk futbolunun köklü temsilcilerinden Eskişehirspor’da yeni bir dönem resmen başladı. Olağan Seçimli Genel Kurul’da “şampiyon başkan” Ulaş Entok, delegelerin oylarıyla yeniden başkanlığa seçildi. Ancak bu seçimin ardından verilen görüntü, sadece bir yönetim değişikliği değil, çok daha büyük bir mesajdı: Birlik.

Genel kurul sırasında, Hatipoğlu’nun konuşması devam ederken taraftarların hep birlikte söylediği “El ele” tezahüratı, adeta bu yeni dönemde beklentisi, tam olarak buydu. Hemen ardından Kazım Kurt, İbrahim Arslan, Gürhan Albayrak, Nebi Hatipoğlu ve Ayşe Ünlüce’nin birlikte kürsüye çıkması ise yıllardır özlemini duyduğumuz dayanışma ruhunun fotoğrafıydı. Taraftarların gözlerinin içi güldü. Çünkü uzun zaman sonra Eskişehir’in farklı siyasi ve toplumsal renkleri aynı karede, aynı arma için buluştu.

Fakat bu tabloyu sadece “anlık bir görüntü” olarak görmek en büyük hata olur. Çünkü bu birlikteliğin sürdürülebilir hale gelmesi gerekiyor. Kulübün karşı karşıya olduğu zorluklar basit değil. En başta gelen sorun ise mali tablo.

Sürdürebilir çözümler şart

Toplantıda açıklanan 517.939.780 liralık borç, Eskişehirspor’un geleceğini şekillendirecek en önemli başlık. Bu yükün altından kalkmak için artık popülist değil, gerçekçi stratejilere ihtiyaç var.

Borçların yeniden yapılandırılması, şeffaf bir mali yönetim anlayışının benimsenmesi ve israfın önüne geçilmesi bir zorunluluk. Bursaspor örneğinde olduğu gibi eski yöneticilere olan borçların silinmesi, iş dünyasını kapsayan şeffaf bağış kampanyaları gibi adımlarla birlikte kalıcı gelir modelleri ile yapılabilir bu konuda en büyük destek belediyeler olması lazım.

Gelir artırıcı modeller ve taraftar katılımı

Bölgesel Amatör Lig’de forma ve bilet satışlarında yakalanan ivme, kulübün potansiyelini açıkça ortaya koydu. Bu ilgi ve sahiplenme, 3. Lig’de de doğru bir stratejiyle sürdürülebilir hale getirilmeli. Forma ve lisanslı ürün satışlarının artırılması, aslında önemli bir gelir kaynağı Esstore geri gelmeli.

Genel kurulda verilen birlik fotoğrafı sadece güzel bir anı değil, geleceğe dair bir yön gösterici olmalı. Şehrin önde gelen isimleri, belediye başkanları, milletvekilleri, sanayiciler, iş insanları. Eskişehirspor için artık soyut değil somut destek vermelidir. Yasal çerçeveler dahilinde belediyelerle ortak projeler geliştirilmeli, kulübe sağlanmalıdır.

Eskişehirspor, bu şehrin sadece sportif değil kültürel de bir değeri. Dolayısıyla destek, sadece yöneticilerin değil tüm Eskişehir’in sorumluluğudur.

Taraftar: En büyük güç, en büyük sınav

Eskişehirspor’un gerçek gücü her zaman taraftarı oldu. Taraftarların yüksek beklentilerinin gerçekçi bir zemin üzerine oturtulması gerekiyor. Yeni kadro, genç ve tecrübesiz olabilir; sabır şart. Gereksiz gerginlikler, kulübe zarar veren tavırlar, sadece süreci baltalar.

Bu sadece bir kulüp meselesi değil

Eskişehirspor’un mevcut durumu; finansal, sportif ve sosyolojik yönleriyle çok katmanlı bir yeniden yapılanma gerektiriyor. Teknik direktör bulunması ve iskelet kadronun kurulması gibi acil adımların yanı sıra, uzun vadeli stratejiler de bugünden planlanmalı. Çünkü bu sadece bir kulübün kurtuluşu değil, Eskişehir’in ortak kimliğini ve hafızasını yeniden ayağa kaldırma çabasıdır.

Önümüzde çok iş var. Ama her şeyden önce bu şehirde küslükleri, kırgınlıkları bir kenara bırakmamız gerekiyor. Bu kulübü yeniden ayağa kaldırmanın yolu, “sen ben” demeden, “biz” diyebilmekten geçiyor. Bursa örneği ortada: Siyasetin her kesiminden destek alan bir camia yeniden ayağa kalkmak için mücadele ediyor.

Şimdi sıra bizde. Bu şehrin çocuklarına, o siyah-kırmızılı formanın ne demek olduğunu hatırlatmak için, gelecekteki başarıların temelini bugünden atmak için,

Eskişehirspor’a el ele destek olma zamanı.