T.C. Manavgat Kaymakamlığı İlçe Spor Güvenlik Kurulu’nun 10.04.2025 tarihli kararıyla, Eskişehirspor taraftarının şampiyonluk maçına alınmayacağı açıklandı. Evet, yanlış duymadınız. Sezonun en kritik maçında, en çok hak eden tribün, o gün orada olamayacak.

BAL'da ikinci yılımız…

Uzatmalı, yağmurlu, karlı, rüzgârlı, umutlu ve zaman zaman umutsuz bir sezon geçirdik. Ama her şeye rağmen buraya kadar geldik. Tırnaklarımızla kazıya kazıya bu noktaya ulaştık. Ve şimdi?
Tam da en çok sevineceğimiz, yıllardır beklediğimiz o güne bir adım kala, "gidemezsiniz" diyorlar.

Bu karar, sadece bir deplasman yasağı değil. Bu, onca yılın emeğine vurulan bir kelepçe.
Süper denen Lig'de dahi örneği görülmemiş dolulukta tribünleri BAL’da dolduran bu taraftara yapılan büyük bir haksızlık.

Taraftar aylardır bu maçı bekliyor, Öğrencisi, işçisi, … Her kesimden insan bu formanın peşinde. Aylar öncesinden, otobüs parasını biriktiren, işinden gücünden feragat eden binlercesi var. Ama bir şey unutulmasın: Bu tribün, deplasman nedir iyi bilir.
Yolu yıllar boyunca taşlı, topraklı statlardan geçmiş, yağmurda ıslanmış, karda donmuş ama asla geri adım atmamış bir tribündür. Ve bu tecrübeyle her gittiğimiz yerde nasıl durulması gerektiğini biliriz.

Atkısını boynuna dolayıp, köy kasaba demeden her deplasmana giden, yağmur çamur dinlemeyen binlerce taraftar, sezon boyunca bu takımın yanında oldu. O tribünler hiç yalnız bırakılmadı.

Görev şimdi kravatlılarda.

Şehir Gazetesi İmtiyaz Sahibi Murat Keskin’in de dünkü köşe yazısında sorduğu gibi: "Vekillerimiz Eskişehirspor’a yapılan bu haksızlık karşısında neden sessiz?"

Bu takım da hiçbir zaman sahipsiz kalmadı. Ama şimdi, şehir tribünlerde birleşmeden, bu yolculuk yarım kalacak...

Görüyoruz ki dün gece sessizlik bir nebze bozuldu.
Bazı seçilmişler, sosyal medya hesaplarından Eskişehirspor’a destek paylaşımları yaptı.
Evet, bu önemli bir adım. Ama açık konuşmak gerekirse: Bu yetmez.

Bir paylaşım yapıp köşesine çekilmekle bu haksızlık giderilmez.
Bugün bir camia, alın teriyle geldiği yerde yasaklarla durdurulmak isteniyor.

O yüzden sadece paylaşmak değil, görünür şekilde mücadele etmek gerek.
Kulübe gidilmeli, federasyon nezdinde girişim yapılmalı, kamuoyuna güçlü açıklamalar verilmeli.
Bu iş, bir “retweet”le, bir “hikâye”yle, bir “duyarlılık mesajı”yla geçiştirilemez.

Bu şehir yıllardır takımının yanında dimdik durdu.
Taraftar üzerine düşeni fazlasıyla yaptı, yapıyor.
Şimdi sıra bu şehrin seçilmişlerinde…
Gerçek destek; sadece yazmakla değil, eylemle olur.

Kaldırın o telefonu, ama bu kez tweet atmak için değil.
Arayın, görüşün, bastırın.
Çünkü bu şehir o kupayı tribünleriyle, taraftarıyla, hep birlikte kaldırmak istiyor.

Ve unutmayın: Bu yasağın kalkması için seçilmişler de elini taşın altına koymalı.
Sorumluluk sadece taraftarda değil; bu şehir için karar alan herkesin harekete geçme vakti geldi.

#DeplasmanHaktırEngellenemez

Şampiyonluk bir 90 dakikaya kaldı.
O gün geldiğinde, o stattaki eksikliği kim telafi edecek?