Diyanet İşleri Başkanlığı organizasyonu ile Eskişehir’den hacca giden kafile, Tepebaşı İlahiyat Camii’ de 22 Haziran 2023 tarihinde İl Müftümüz Sayın Bekir GEREK’ in yaptığı duanın ardından, kutsal beldelere doğru yola çıktı.
Törende, kutsal topraklardaki anılarımızı, bir kez daha hatırladık.
İslam'ın beş temel esasından biri olan hac; İslam'ın evrenselliğini, birlik ve beraberliğini, ırk, renk, cinsiyet, dil, ülke ve kültür ayırımı yapmadan müminlerin kardeşlik ve eşitliğinin temsil edildiği bir ibadettir.
Hac, kefen misali bembeyaz giysiler içinde ahiretteki mahşeri hatırlatan, aynı kıyafet içinde zengin-fakir, şehirliköylü ayırımını ortadan kaldıran, “ben”liği yıkıp “biz”i öne çıkaran,bir ibadettir.
Hac, dünya Müslümanlarının kaynaşmasını, birbirlerini ve değişik kültürleri tanımalarını sağlar. İslâmî bilinçlenmeye, imanın aksiyona geçirilmesine, manevî kirlerden arınmaya, gönlü bütün safiyeti ile Yaratan'a açmaya vesile olur.
Hac mevsimi ve ümre ziyaretleri, bütün Müslümanlar için, çok özel bir zaman diliminin adıdır. Her yıl binlerce, Müslüman, kutsal topraklarda, bir araya geliyor. Irkları, yaşam tarzları, farklı farklı olan bu insan topluluğu, tek bir amaç için, aynı hedefe yöneliyor..
Hac’ da, Hz. Peygamberin, Mekke’den, Medine’ye ziyaret ettiğinde, sahabesi ile birlikte yaptırdığı, MESCİD-İ NEBEVİ” de, peygamberimizin, kabirleri, Ravza-i Mutahara, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer’ in kabirleri, peygamberimizin, hanımlarının odaları, Suffa asabının eğitim gördüğü mahal, Cibril kapısı, hala hafızamızdadır.
CENNETÜL BAKİ kabristanın, sağ tarafında Hz Fatma, Peygamberimizi torunu Hz Hasani- Abidin Cafer-i Sadık, Peygamberimizi amcası, Hz. Abbas, Sola doğru, tam kapının karşısında, ise Rasulullahın kızları, Zeynep, Rukiye Ümmü Gülsüm, kabirleri var.
Yine CENNETÜL BAKİ de, Peygamberimizin, hanımları ile Resulullah’ ın süt kardeşi Süfyan, Maliki Mezhebinin, imamı, İmam Malik, hocası İmamı Nafi, (Hz. Ömer’in oğlu, Abdullah’ın azatlı kölesi, Şeyhül Kura,) Resulullahın oğlu, Hz. İbrahim, Sahabenin büyüklerinden, Osman Bin Mâzum, Abdurrahman bin Avfı Sâd, Ebi Vakkas, gibi 12 bin civarında sahabe bulunmaktadır. Ancak mezarları belli değildir.
Cennetül Baki’nin, girişindeki panolarda, hemen her dilde yazılmış, Allah’ın ve peygamberimizin, şu buyrukları dikkat çekmişti.
“ Allah Resulu Sallalahu Aleyhi ve selem buyurdu ki’ kabirleri ziyaret etmek, şüphesiz sizlere ahireti hatırlatır.’ buyuruyor.
Allah’ın Resulü, “kabristan’a girdiği zaman, kabir ehline selam verir, derdi ki ‘ Bu diyarın Müslüman ve mümin sakinleri, selam sizin üzerinize olsun. Bizde Allah’ın izniyle sizlere kavuşacağız. Allah bizden önce gidenlere ve sonra kalanlara, rahmet etsin. Allah’tan bizim ve sizin için afiyet dileriz. Allahım, onların ecrinden bizleri mahrum etme. Ve bizleri onlardan sonra, fidneye düşürme” buyurmuştur..
Allah Resulü, kabirlere doğru namaz kılmayı ve üzerlerine oturmayı, yasakladı ve dedi ki ‘ Kabirlerin üzerine oturmayın ve onlara doğru namaz kılmayın’.
Allah’ ın, Resulü, ölülerden yardım istemeyi de yasaklamıştır.
Allahû Teala, “ ALLAH’I BIRAKIP DA DUA ETTİKLERİNİZ, SİZE YARDIM ETMEYE MUKTEDİR OLAMAZLAR. ONLAR KENDİLERİNE BİLE YARDIM EDEMEZLER.” buyurmuştur.
Allah Resulü buyurdu ki “ İstediğin zaman Allah’tan iste. Yardım düşlediğinde ondan dile.” buyrukları hala hafızamızdadır.
UHUT savaşının, yapıldığı yer olan, Uhut Dağı, Cennet Dağlarındandır. Resulullah “ “Uhut bizi sever, bizde Uhut’u severiz” buyurmuştur. Uhut Şehitleri, Seyyüdüş-Şühedâ Hz. Hamza Masûb İbn-i Umeyr Şemmas İbn-i Osman burada yatmaktadır.
MESCİT-İ KIBLETEYN, (İki Kıbleli Mescid) Rivayete göre, peygamberimiz, öğle veya ikindi namazlarının iki rekatını kıldıktan sonra yüzünü Mescid_i Haram’ a çevirmiş, Ayet inince, Kudus Mescid- Aksa’ ya doğru namaz kılarken, Kabe’ye, yani Mescid-İ Haram’ a dönmüştür. Bu nedenle de bu mescid’ e, “Mescid-i Kıbleteyn” denildi.
Medine’deki YEDİ MESCİDLER (Mescid-i Seb’ a), tepe üzerindeki mescid, Hendek Muhaberesi’nin yapıldı yer.
MESCİDİ KUBA, Peygamberimiz hicret esnasında, Hz Ebubekir’le birlikte, 13-14 gün sürecek yolculuğu 8 günde gelip, kaldığı yerdir. Burada 14 gün kalıp, bu mescidi yaptılar. Bu mescid de kılınan iki rekât namaz için, bir Umre sevabı vardır.
Nitekim Peygamberimiz, “ Kim evinde, iyice temizlenip, abdest alır, öylece Kuba Mescidi’ne gelirde, namaz kılarsa, kendisine Umre sevabı verilir” demiştir.
Mescidi Nebevi’ nin çevresinde, Mescidi Gamame, Mescid-i Hz. Ebu Bekir, Mescidi Hz. Ömer, Mescid-i Hz. Ali, Mescid-i Osman, Mescid-i Bilal-i Habeşi, Osmanlı Tren Garı ve Mescid-i Ambariye mevcuttur.
Mekke’ de ise, KÂBE ve MESCİD-İ HARAM dışında, ziyaret edilecek pek çok yer var.
Cennet-i Mualla Kabristanı, Peygamberimiz hanımı, Hz. Hatice, Ümmü Habibe, Hz Hatice’ nin iki oğlu, Abdullah ve Kasım, Büyük sahabelerden, Abdullah İbn-i Zubeyr, dedesi, Abdulmuttalip, amcası Ebu Talip’ in, kabirlerinin bulunduğu yerdir.
Mekke’ de Peygamberimizi evi, Cin mescidi, Mescidi Hayf, Nur ve Sevr mağaraları, Arafat ziyaret edilen yerlerdir. Peygamberimiz, veda hutbesini Cebel-i Rahme’ de İrad etti.
Müslümanlar, Hac ve ümrede, Allah’ın (c.c.) rızasını kazanmanın, vermiş olduğu sağlık, zenginlik nimetlerinden dolayı şükreder. Hac ibadeti dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan, dilleri ve ırkları farklı olan Müslümanları aynı amaç doğrultusunda bir araya geldiğine de tanık olurlar.
Hülasa Hac ve umre ziyaretleri, dinî duyguları kuvvetlendirir. Hac, insana zorluklara karşı dayanma gücü kazandırır. Hac, insana mahşer gününü hatırlatır. Hac, İslâm kardeşliğini pekiştirir. Hülasa hac, dünya ve ahiretle ilgili, kişisel ve sosyal, pek çok faydaları olan bir ibadettir.
Ne mutlu! bu hazzı yaşayanlara….