Eskişehir'de 38. Ahilik Haftası dolayısıyla düzenlenen törende, Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Ekrem BİRSEN “İslam ahlakının temel değerleri üzerine inşa edilmiş olan Ahilik sistemi, güzel ahlak ve kardeşlik temeli anlayışını çalışma ortamında ve çalışma hayatı dışında hassasiyetle uygulamış ve buna bağlı olarak başarısını uzun yıllar sürdürmüş bir sistemdir." dedi.

Anadolu Türk toplumunun ekonomik, sosyal ve kültürel hayatının düzenlenmesinde önemli bir rol oynayan “ahilik örgütü” XIII. yüzyılın ilk yarısından başlayarak, XX. yüzyılın başlarına kadar Anadolu’nun şehir kasaba ve köylerindeki esnaf ve sanatkârlara elaman yetiştiren, işleyişlerini düzenleyen ve kontrollerini yapan bir örgüttü.
Ahilik, İslami inançlar ile Türk örf ve adetlerini kaynaştıran bir düşüncedir. Bu düşüncede, insan sistemin temeline oturtulmuştur.
Ahi Evran tarafından kurulan ahilik kurumu günümüzde dahi eşine rastlanılmayan muazzam bir sistemle, ahiliğe bağlı üyelere mesleki eğitim vermenin yanı sıra sosyal yardımlaşma fonksiyonu da yerine getirmekteydi.


Ahilik teşkilatıyla Anadolu insanının eğitimli ve ahlaklı birer sanatkâr olmaları sağlanmıştır. Ahilik teşkilatı Türk toplumuna mal edilmiş, ilkeleri ahlaki değerler üzerine kurulmuş bir sistem olmakla birlikte, milli birlik ve beraberlik ülküsüyle işleyen devasa bir mekanizma örneğidir. Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin ve güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzen ve günümüz evrensel değerleriyle uyum gösteren, bir kültür medeniyet hazinesidir.

Ahiliğin, kendine has ilkeleri de iyi huylu ve güzel ahlâklı olmak, işinde ve hayatında, kin, çekememezlik ve dedikodudan kaçınmak, ahdinde, sözünde ve sevgisinde vefalı olmak, şefkatli, merhametli, adaletli, faziletli, iffetli ve dürüst olmaktır.


Öte yandan cömert ve kerem sahibi olmak, küçüklere sevgili, büyüklere karşı edepli, saygılı olmak, büyüklük ve gururdan kaçınmak, ayıp ve kusurlarını örtmek, gizlemek ve affetmek, hataları yüze vurmamak, dost ve arkadaşlara tatlı sözlü, samimi, güler yüzlü ve güvenilir olmak, dost ve akrabayı ziyaret etmektir.


Ahilik, fakirlerle oturup kalkmaktan şeref duymak, zenginlere, zenginliğinden dolayı itibardan kaçınmak öncelikli davranışlardı. Allah için sevmek, hak için, hakkı söylemek ve hakkı söylemekten korkmamaktır.


Ayrıca Ahilik, emri altındakileri ve hizmetindekileri korumak ve gözetmektir. Allah’ın emir ve yasaklarına uymak, kötü söz ve hareketlerden sakınmaktır. İçi, dışı, özü, sözü bir olmak, hakkı korumak, hakka riayetle haksızlığı önlemek, kötülük ve kendini bilmezliğe iyilikle karşılık vermek, Belâ ve kötülüklere sabır ve tahammüllü olmaktır.


Herkese iyilik yapmak, yapılan iyilik ve yardımı başa kakmamak, Ahiliğin olmazsa olmazlarıdır. Hakka, hukuka uymak, hak ölçüsüne riayet etmek,- İnsanların işlerini içten, gönülden ve güler yüzle yapmak, özellikle daima iyi komşulukta bulunmak, Yaratandan dolayı yaratıkları hoş görmek, hata ve kusurları daima kendi nefsinde aramaktır.


Ahilerde, düşmana düşmanın silahıyla karşılık vermek, inanç ve ibadetlerinde samimi olmak, her zaman gözetilen ilklerdi. Fani dünyaya, ait şeylerle öğünmemek, yapılan iyilik ve hayırda hakkın hoşnutluğundan başka bir şey gözetmemektir.


Ahilik, Âlimlerle dost olup, dostlara danışmak, her zaman her yerde, yalnız Allah’a güvenmek, örf, adet ve törelere uymak, sır tutmak, sırları açığa vurmamak, aza kanaat, çoğa şükrederek dağıtmak bir gelenekti.


Ahiliğin amacı, insanların dünya ve ahirette huzur içinde olmaları sağlamaktı. Bu nedenle de ahilerin dünya için ahretini, ahiret içinde dünyasını terk etmeyen dengeli bir hayat anlayışı vardı.


Ahiler çatışmacı değil, dayanışmacı bir ruha sahiptirler. Zengin ile fakir, üretici ile tüketici, emek ile sermaye, millet ile devlet, hülasa toplumun bütün fert ve kurum/kuruluşları arasında çok iyi münasebetler kurarak, herkesin huzur içinde yaşamasını sağlar. Güçlünün zayıfı ezmesine veya kişi/kişilerin haksız kazanç sağlamasına da karşı çıkarlardı.


Ahilik teşkilatının kurucusu Ahi Evran, ” Harama bakma, haram yeme, haram içme. Doğru, sabırlı, dayanıklı ol. Yalan söyleme. Büyüklerinden önce söze başlama. Kimseyi kandırma. Kanaatkâr ol. Dünya malına tamah etme. Yanlış ölçme. Eksik tartma. Kuvvetli ve üstün durumda iken, affetmesini, hiddetli iken yumuşak davranmasını bil ve kendin muhtaç iken bile başkalarına verecek kadar cömert ol.” demiştir.


Cumhuriyet’in, ilk yıllarından itibaren esnaf ve sanatkârların teşkilatlanmalarıyla ilgili hususlarda düzenlemeye gidildi, ilki 1924’teki Ticaret ve Sanayi Odaları Kanunu’dur. 1949 yılında Esnaf Dernekleri ve Esnaf Birlikleri Kanunu çıkartılmıştır. 1972’de çıkarılan Bağ kur Kanunu’yla, sosyal güvenliğe kavuşturuldu ama bugün ahi birliklerinin ilkeleri uygulamada yok denecek kadar azdır.


Ahilik bir girişimcilik bir süreçtir, pazardaki fırsatların belirlenmesi ile başlayan, kaynak ve girdiler kullanılarak, yeni işlerin yaratıldığı, yeni ekonomik fırsatları kazanca dönüştüren dinamik bir süreçtir.

Türk esnaf ve sanatkârları arasında sağlanan dayanışma ve yardımlaşma sayesinde Ahilik, çalışmayı, emek ve sermaye barışını, kaliteli mal üretmeyi, çevreyi temiz tutmayı, üretici-tüketici, devlet-millet toplumun tüm fertlerinin barışık olduğu bir sistem, olarak yıllarca gündem de kalmıştır. Türk dilinin ve kültürünün de koruyucusu olmuştur. Türkçe konuşan ve Türkçe yazan ozanları ve düşünürleri de bir şemsiye altında toplamıştır.