Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, yapmış olduğu açıklamalarla siyaset dünyasını hareketlendirdi.
Yılmaz Büyükerşen, mart ayında yapılacak yerel seçimlerde bir kez daha aday olacağını açıkladı.
Büyükerşen açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Ben aslında önümüzdeki dönemde adaylık düşünmüyordum fakat son bu tartışmalardan sonra yeni dönemde de aday olmaya karar verdim. Sokağa çıktığımızda halktan 'bir dönem daha belediyeyi yönetin' baskısıyla karşı karşıyayım. Bu yüzden önümüzdeki dönemde adayım.”
Evet efendim; Büyükerşen’in açıklaması bu şekilde. Durumun köşemizin müdavimleri için sürpriz olmadığını söylemek mümkün. Büyükerşen’in bir kez daha aday olacağını, yine bu satırlarda defaatle ifade etmiştik.
Büyükerşen’in adaylık noktasında öne sürdüğü ‘halktan baskı var’ gerekçesi ise elbette işin bahanesi.
Gerçek şu ki; bendeniz de Yılmaz Büyükerşen’in tekrar aday olmasına taraftarım. Velakin adaylığına gerekçe olarak böylesi popülist yaklaşımlar öne sürmesine sonuna kadar karşıyım.
Haddızatında; samimiyetten yanayım…
***
Evet efendim; gelelim şimdi ikinci konu başlığımıza…
Yılmaz Büyükerşen, yaptığı açıklamayla Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’u topa tuttu.
Geçtiğimiz gün Sözcü yazarı İsmail Saymaz'a konuşan Başkan Kurt, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun görevi bırakması gerektiğini savunarak, bu şekilde devam edilmesi durumunda Eskişehir'in bile kaybedilebileceğini söylemişti. Bizim başkanlar ‘özel oylarımız var’ diyor da ben garanti görmüyorum’ diyen Başkan Kurt, ‘Eskişehir için risk var mı’ sorusuna ise; var tabii. Burada toplantı yaptık başkanlarla. Ben şunu dedim: Eğer İyi Parti doğru adaylar çıkarırsa hepimiz kaybedebiliriz” açıklamasında bulunmuştu.
Kazım Kurt’un bu sözlerine Yılmaz Büyükerşen’in tepkisi oldukça sert oldu.
Gazeteci Barış Yarkadaş'a konuşan Büyükerşen şunları ifade etti:
"Ben orayı kaybederiz burayı kaybederiz tartışmalarına hiçbir şekilde doğruluk payı vermiyorum. Hiçbir şekilde ben bu fikirlere katılmıyorum. Biz Eskişehir'de yüzde 54 ile seçimi aldık. Bu laflar sürdürülebilir provokasyondur. Kemal Bey yüzde 55, Tayyip Bey yüzde 44 aldı. Bu tartışma niye çıkıyor, ben anlamıyorum.”
***
Evet efendim; tarafların açıklamalarını bir kez daha hatırlamış olduk.
Açıkçası Büyükerşen’in Kazım Kurt’a bu derece hiddetlenmesini ve provokasyon yapmakla suçlamasını anlamak kolay değil.
Gerçek şu ki; Kazım Kurt mevcut durumdaki riskleri iyi analiz etmiş ve oldukça ihtiyatlı bir yaklaşım sergilemiş.
Büyükerşen ise bu durumu provokasyon olarak nitelendirmiş.
Gelinen noktada Büyükerşen’e nacizane tavsiyemiz; bu tür konulara objektif olarak bakması.
Unutmamalı ki Kılıçdaroğlu da dereyi görmeden paçaları sıvamıştı.
Peki ya sonrası?..
Yorum sizlerin.
Bendeniz yarın yine buradayım.
Beklerim efendim…
GÜNÜN SÖZÜ:
Dinleyecek ve anlayacak biri yoksa, susmak akıllıca bir iştir.
- Eddi Anter