Genel ve Cumhurbaşkanlık seçimleri, son günlerde CHP’de yaşanan olumsuz gelişmeler ve bugünkü CHP ile Atatürk dönemindeki CHP değerlendirildiğinde, Atatürk’ün kurduğu eserim dediği CHP arasında çok farklılıklar var.

            Çünkü Atatürk dönemindeki CHP’de belli kurallar ve ilkeler vardı.  Her türlü ideolojiye, muhafazakârlığa ve etnik yapıya hiçbir zaman sığınmadı.

                Ayrıca Atatürk’ün  mimarı olduğu CHP  kolay gerçekleşmedi.

                ATATÜRK, “CHP, ilk Sivas Kurultayını-ki, dış ve iç düşmanların süngüleri altında kurulmuştur. Uçurum kenarında yıkık bir ülke... Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar... Yıllarca süren savaş.. Ondan sonra içerde ve dışarıda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet ve bunları başarmak için arasız devrimler... İşte Türk genel devriminin bir kısa bir özetidir.” demiştir.                

                 ATATÜRK, 4. Kurultaydaki, “Partimizin her kurultayı denebilir ki, bir dönem başında toplanmıştır. 1927 Kurultayı, doğuda kopan azıyı yenerek, Cumhuriyetin sarsılmaz temelde olduğunun anlaşılmasına; 1931 Kurultayı güvenlik ve sükûnun kesin olarak kurulmasına rasgelir. Bu kurultayımız ise, geniş ölçüde gelişim devri içinde bulunduğumuz günlerde toplanmış oluyor” sözleri ile de her kurultayda, CHP’nin dününü, bugününü ve geleceğini vurgulamıştı.

                 Ülkemizde çok partili dönemde, CHP ve diğer partiler Atatürk’ün mirasını, cömertçe harcadılar ve harcıyorlar. Oysa bu miras, kolay kazanılmadı.

                Yine ATATÜRK, 4. Kurultay’da “Geçen Kurultaydan bugüne kadar, kültürel ve sosyal alanda başardığımız işler, Türkiye Cumhuriyetinin, ulusal çehresini kesin çizgileriyle ortaya çıkarmıştır. Yeni harfleri, ulusal tarihi, öz dili, ar, bilimsel müzik ve teknik kurumları ile kadını erkeği her hakta eşit, modern Türk sosyetesi, bu son yılların eseridir” demiştir.

                CHP,  hiçbir seçimde yabancılara yapılan özelleştirmeleri gündeme getirmedi. Yeteri kadar da tepki göstermedi.

                  Oysa ATATÜRK, “Akdeniz’i, Karadeniz’e demirle bağladık. Anadolu’da özel şirketler elindeki bütün yolları satın aldık; İstanbul ve İzmir’de, liman ve rıhtım işleri devlet eline geçti”  demişti. 

             Kapitülasyonların, gerçek anlamda kaldırılması ise Lozan Anlaşması'yla olmuştur. Bugün ise her alandaki değerlerimiz, özelleştirme ile yabancıların eline geçti. CHP’ de bu alanda ne açıklama, ne de tepki var.       

                Bugünkü CHP proje üretmek yerine, günlük sloganları ön planda tutuyor.          

                Oysa Atatürk, “Bütün bu işler partimizin programını, özenle göz önünde tutarak başarılabilmiştir. Tüzel, sağlık, sosyal, finans, ekonomi ve bayındırlık işlerimizde, hiç durmadan aldığımız, yeni tedbirlerin iyi ve yerinde olduğuna kani bulunuyoruz” diyerek, o günkü, CHP’nin emin adımlarla yürüdüğünü vurgulamıştı.

                 CHP, belli bir kesimin partisi olarak kurulmadı. Nitekim ATATÜRK,  “Cumhuriyet Halk Partisinin esas düşünce ve dileği, vatandaşları her türlü ayrılıktan korumak, onları kendileri ve büyük Türk ulusu için faydalı kılmaktır” demiştir.

                 Ayrıca ATATÜRK’ün, milliyetçilik anlayışında, milli ahlak yanında, milli birliğin de çok önemli bir yeri vardır. Nitekim ATATÜRK, "Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep aynı ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır." demiştir.

              ATATÜRK dönemindeki CHP, yalnız ülkeye değil, dünyaya örnek icraat sergilerken, kıt imkân ve zor şartlara rağmen her alanda makro işler başardı.

                 Bugünkü CHP ise Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde, geçmişinde mevcut her türlü değerlerini göz ardı ederek, bazı kesimlerden ve ideolojilerden medet umdu.  Atatürk’ ün eserim dediği CHP’nin ilkelerinden de uzaklaştı.

            Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bugünkü CHP'nin, Atatürk dönemindeki CHP olmadığını da bir çok kez itiraf etti.
          Örneğin, katıldığı bir TV programında, "Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Fırkası ile bugünkü CHP aynı mıdır?" sorusu karşısında  "Hayır" dedi.
         "Farkınız ne?" sorusuna da şu cevabı verdi: "Dünya kadar fark var. Sosyal demokrasi yoktu şimdi var. Biz sosyal demokrat bir partiyiz. Sosyalist Enternasyonal üyesiyiz” demişti.

              CHP, Atatürk dönemindeki kuruluş ilkelerini göz ardı ediyor ama dâhi lider Mustafa Kemal Atatürk'ün değeri zamanla azalmıyor; bilakis, kendi çağını aşan, siyasî vizyonu, günümüz politikasına ışık tutmaya devam ediyor.

                Corona virüsü ve açlık korkusuyla, Köy Enstitüleri  dünyanın yeni umudu oldu. ABD, Hindistan, Kore gibi 100'ün üzerinde ülke "Atatürk Modeli" diye tüketimden, üretim toplumuna geçiş için enstitüleri örnek alan uygulamalara başladı.

             Çin'de, Atatürk'ün hayatı zorunlu ders olarak okutuluyor. Neredeyse Çin'de Atatürk'ün hayatını bilmeyen öğrenci yoktur.

               Atatürk ile ilgili gerçekler ortada iken,  CHP’nin, ATATÜRK dönemindeki CHP’nin ilkelerinden uzaklaştı. Bunun sonucu olarak da çok partili dönemde, tek başına iktidar olamadı. Bugün ise sancılı bir dönem yaşıyor.

             12 seçim kaybeden Sayın KILIÇDAROĞLU, istifa eder mi bilinmez ama CHP, olağanüstü Kurultayı'nı yapma kararı aldı. CHP bu kurultayda,  ya bildiği yolda devam ederek, sürekli muhalefette kalacak  ya da iktidar olmak istiyorsa, yeni bir lider ve kadro ile  ülke ve dünyadaki değişim ve gelişmeleri de dikkate alarak, Atatürk’ün gösterdiği hedefler ve ilkeler doğrultusunda icraat sergileyecektir.