Dünkü köşemizde yer alan ‘Kızılay Eskişehir Şubesi Sınıfta Kalmıştır’ başlıklı yazım üzerine Şube Başkanı Egemen Temizsoy’dan bir açıklama geldi.
Öncelikle duyarlı yaklaşımından dolayı kendisini kutlarım. 
Her şeyden önce belirtmek isterim ki bendeniz de dahil bütün gazeteci arkadaşlarım hiçbir kişi veya kuruma haksızlık yapmadan, elimizdeki mevcut bilgiler ışığında kamusal görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz.  
Bendenizin ‘Kızılay Eskişehir Şubesi sosyal yardımlar konusunda yetersiz kalıyor’ sözü üzerine Kızılay Şube Başkanı yandaki tabloda gerçekleştirilmiş sosyal yardımları rakamları ile belirtmiş.
Tabloda Kızılay Eskişehir Şubesi’nin geçtiğimiz 275 gün süresince toplamda yapılmış sosyal destekler rakamları ile belirtilmiş.
Rakamların doğruluğu konusunda kendilerine itibar ediyoruz. Bununla birlikte 2. Dünya Savaşı’ndan sonra görülen en büyük buhran olarak nitelendirilen Covid-19 pandemisi sürecinde verilen bu sosyal destekler yeterli midir?
275 günde verildiği söylenen bu sosyal destekleri kendileri yeterli buluyorsa söyleyebileceğim hiçbir şey yok.
İkinci olarak : “Gerek bireysel taleplerden gerekse belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarından gelen kısa mesajlardan kan ve kan plazmasının karşılanamadığının anlaşıldığı”  ifadem üzerine kan ve kan plazması konusunda da bir eksiklik olmadığını dile getirmiş Sayın Başkan. 
Özetle  645 ünite kan 435 ünite de immün plazmanın stoklarında olduğunu, hastanelerden gelen plazma isteği bulunmadığını ve hastanelerden gelen kan ihtiyacının karşılandığını belirtmiş.
Kurumlar tarafından atılan kısa mesajların sebebi ise Kızılay’ın kan ihtiyacını karşılayamadığı için değil, giden kan stokunun yerine konması amacını taşımaktadır, diye eklemiş Sayın Başkan. (Olduğu gibi aktardığım için cümle düşüklüğü ve imla hatası bendenize ait değildir.)
Toplam 850 bin nüfuslu şehirde 645 ünite kan yeterliyse,
Eskişehir’deki vaka sayıları yakın zamana kadar günlük bin kişinin üzerinde seyrederken, 
435 ünite kan plazması yeterliyse söyleyebileceğim bir şey yok.

Belediyeler ve sivil toplum kuruluşları attıkları kısa mesajlarda “çok acil kan aranıyor” diye yazarken demek ki işgüzarlık yapmışlar, söyleyebileceğim hiçbir şey yok.
Geçen ay ayağını kırmış yaşlı bir hasta için Kızılay’da ilgili kan grubunun bulunmaması üzerine tüm dostlarımızı seferber eden bizler demek ki “obsesif kompülsif bozukluk hastasıyız”, söyleyebileceğim bir şey yok.
Son olarak da Kızılay Eskişehir Şube Başkanı Egemen Temizsoy bendenizi kan vermeye davet etmiş. Zaten belli aralıklarla kan veren bir kişi olarak seve seve giderim ve bu teklife söyleyebileceğim hiç bir şey yok.
Yazımın başında belirttiğim gibi Kızılay Eskişehir Şube Başkanı Egemen Temizsoy’a öncelikle duyarlılığı için teşekkür ederim. Bilmesini isterim ki yaptığım ve yapacağım eleştiriler hiçbir kişi veya kuruluşu yıpratmak adına olamaz. Önemli olan, eleştirilerde gerçeklik payı varsa bundan faydalanmaktır. 
Bahsi geçen kendinize ait bir özel veya tüzel kuruluş ise kimse size bir atıfta bulunamaz lakin 1868 yılında kurulmuş ve ecdadın bizlere emaneti olan bir kurumsa eleştiriye açık olacaksınız.
Yine bilinmelidir ki:
Bu kurumların başındaki başkan veya müdürler geçicidir. Baki olan kurumlardır ve sahibi de vatandaşlardır. Hal böyle olunca da vatandaşın, milletin menfaatleri için çaba göstermek biz gazetecilerin önemli bir görevidir.
Ne diyelim efendim 
Gördüğünüz üzere söyleyebilecek bir şeyim yok.
Bendeniz  yarın yine buradayım, beklerim efendim…