Eskişehirspor’la ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor, sohbetlere de sürekli konu yapılıyor. Hatta çözümler üretiliyor. Eskişehirspor, un sürekli bugünü değerlendiriliyor ama sorunnlar çözülemediği gibi kulüp sürekli kan kaybediyor.
Oysa Eskişehirspor’ un dünü, bugünü ve geleceği değerlendirilerek, stratejiler ve projeler üretilerek hayata geçirilse sorunlar çözülecek, Eskişehirspor da arzu edilen başarıyı yakalayacaktır.
Yıllardır köşemizde Eskişehirspor’ un şirketleşmesi gerektiğini paylaştık. Hatta dünyadaki spor kulüplerinden de örnekler verdik
Nitekim 2018 yılandaki köşemizde “Günümüzde spor kulüplerinin, büyük bütçelerin dernek olarak yönetimi çok zordur. O nedenle de Eskişehirspor’ un kurumsallaşma ve profesyonelleşmesi, halka arz, ve ticari faaliyetlerde bulunabilmesi, fon kaynağı sağlayabilmesi, büyük ölçeklerde artan maliyetleri karşılayabilmesi, yeterli kaynaklara ulaşabilmesi ve vergi avantajlarından faydalanabilmesi için şirketleşmesi zorunludur” görüşümüze yer vermiştik.
Ve nihayet!
Sözcü TV’ de bir programa katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Prof. Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN, Eskişehirspor’un kurtuluşunun şirketleşmekten geçtiğini aktararak, “Eskişehirspor ancak şirket olarak kurtulur. Dernek olarak hiçbir şekilde kalkındıramazsınız. Çünkü denetim yok. Renklerine sevdalı bazı insanlar toplanıp eski yöneticileri ibra ediyorlar. O hesapları hiç denetleyen yok. Eskişehirspor şirket olacak ki denetim altına girsin” ifadelerini kullandı
Aslında Eskişehirsporla ilgili bugüne kadar pek çok öneri yapıldı ve imkan da yaratıldı ama yeteri kadar istifade edilmedi. Hatta alınan kararlar da gelen her yönetim tarafından ya uygulamadan kaldırıldı ya da dikkate alınmadı. Günlük düşünüldü. Çalıştırıcı ve futbolcu bazında, başarı beklendi.
Bugün Eskişehir halkı, Eskişehirspor’la ilgili gelişmeleri kaygı ile izliyor. Özellikle de geçmiş yıllarda, Eskişehirspor Başkanı Sayın Halil Ünal’ ın, açıklamalarında, Anakent Belediye Başkanı Sayın Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in kulübe destek vermediğini iddia ederek, istifaya çağırması, krizi derinleştirerek büyütmüştü.
Elbette her spor kulübünün olduğu gibi Eskişehirspor’un da zor günleri olacaktır. Ancak taraflar birbirini suçlayarak, kutuplaşarak, bir veya birkaç kişiden yardım bekleyerek, bu sorunlar çözülemez. Bilakis daha da büyür. Kaybeden de Eskişehirspor olur.
Eskişehirspor siyaset üstü olup, şehrin de simgesidir. O nedenle de sorunlarının çözümü için kentteki her kesim imkânları ölçüsünde katkıda bulunmalı, kutuplaşma yaratacak söz ve davranışlardan da uzak durmalıdır.
Öte yandan Eskişehirspor’un bugün içinde bulunduğu durumdan vefakar ve cefakar taraftarı, şehrin sanayicileri, belediye başkanları, kentteki kurum/kuruluşlar, sorumlu değildir. Öncelikli sorumlular, bugüne kadar yönetimlerde görev alan kişi/kişilerdir.
Ayrıca Eskişehirspor’ da, başarı, kulübün ve takımın iyi yönetilmesi ile eşdeğerdir. Çünkü kulübün yönetimine de idari ve teknik açıdan bakmak gerekir. Yönetim kurulu mevcut durum ve gelecekle ilgili planları yaparken, aynı zamanda, kulübün parasal, idari konularıyla da yakından ilgilenmek zorundadır.
Eskişehirspor’un sorunlarının çözümü için, Eskişehirspor yeniden yapılandırılmalıdır. Yapılandırmada hedef yönetim, sporcu ve maddi imkanlar bazında olmalıdır. Hayata geçirilen proje ve stratejilerde sürekli kalıcı ve sonuç alıcı olmalıdır.
Eskişehirspor’un yönetiminde eşitlik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk ilkeleri, her icraatında yer alabilecek nitelik taşımalıdır. Ayrıca kulüpte görevli kişi/kişiler, hatta taraftarlar, takım ruhu içinde hareket etmelidir. Birlik ve beraberliğe zarar verecek icraat, uygulama, söz ve vaatlerden de uzak durulmalıdır.
Eskişehirspor’ da, başarıların süreklilik kazanabilmesi için, Dünyadaki ve ulusal bazdaki futbol takımlarındaki gelişim ve değişimleri yakından takip etmek ve bünyesine de taşımak zorundadır. Ancak bu da yeterli değildir.
Eskişehirspor istikrarlı bir takım olmak zorundadır. Çünkü istikrarı sağlayan takım, başarıları tesadüfe bırakmaz. Bugün olduğu gibi rakiplerinin puan kaybetmesi ile avantajlı konuma gelmesi gibi bir duruma da düşmez.
Eskişehirspor altyapıya önem vermek, kendi sporcusunu yetiştirmek zorundadır. Çünkü genç futbol yeteneklerinin keşfedilmesi ve yetiştirilmesinde, "futbol altyapı okulları" kilit bir öneme sahiptir. Nitekim bu şeklide çalışan ülkeler ve futbol takımları, yıllar önce ektiği tohumların meyvesini bugün keyifle yiyorlar.
Diğer yandan 1990’lı yılların başından itibaren, futbol kulüpleri sportif organizasyondan, ekonomik bir organizasyona yöneldi. Yeni bir ekonomi oluşturdular. Bu dönemde gelirleri geometrik artan futbol kulüpleri, pastadan daha fazla pay alabilme adına şirketleşmeye ve sermaye piyasalarına açılmaya başladılar. Halka arzlar, kulüpleri çok ortaklı yapılar haline getirildi.
Ayrıca şirketleşen bir Eskişehirspor, UEFA’nın 2004/2005 sezonundan itibaren lisans hakkı için zorunlu kıldığı kriterlere uyum açısından kurumsal yönetim ilkelerini uygulayacak, uluslararası markalaşabilecek, kredi temini kolaylığı yaratabilecek, global ve ulusal alandaki faaliyetlerinde rekabet edebilecektir.
Eskişehirspor’ un şirketleşmesi ve yeniden yapılanmasında özellikle de genç futbolcu yetiştirmede geç kaldığı söylenebilir. Ancak bu dönüşü olmayan bir yol değildir. Yeter ki Eskişehirspor’ un dünü, bugünü ve yarını çok iyi değerlendirilsin. Dünyada ve ülkemizde futbolla ilgili her türlü yönetim modelleri ve serüvenleri tam idrak edilebilsin ve bu idrak ışığında proje ve stratejiler üretilip, kararlı adımlar atılarak, hayata geçirilsin.