Türkiye’nin ikinci Kapadokya’sı olarak anılan, arkeolojik ve doğal sit alanı olan Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya sınırları içerisinde bulunan ve Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden birisi olan Frig Vadisi turizme kazandırılmalıdır.

Bugüne kadar da Frig Vadisi ile ilgili onlarca toplantı yapıldı, karar alındı ama Frig Vadisi ile ilgili arzu edilen gelişmeler olmadığı gibi turizme de yeteri kadar kazandırılamadı.

Geçmiş yıllarda, Frigya Kültürel Mirasını Koruma ve Kalkınma Birliği Encümen Toplantısı için Eskişehir’e gelen, Afyonkarahisar Valisi Sayın Aziz Yıldırım’ın ziyaretinde, Valilerimizden Sayın Azmi Çelik, Eskişehir, Kütahya ve Afyonkarahisar sınırları içerisinde bulunan, Frigya Vadisi’nin, önemli bir tarihe, ev sahipliği yaptığını belirtti ve Eskişehir Valiliği olarak, bölgenin tanıtımına katkı sunmak için ellerinden ne geliyorsa yapmaya hazır olduklarını söylemesi umut vericiydi.

Elbette bugüne kadar yapılan toplantılar ve alınan kararlar, Frig Vadisi için, olumlu gelişmelerdir. Ancak Frig Vadisi ile ilgili çalışmalar, Frig Vadisi’nde yaşayan, halkla birlikte, ciddi bir planlama yapılarak, hayata geçirilmelidir. Çünkü Frig Vadisi’ nde, yaşayan halka rağmen bölge turizme kazandırılamaz.

Frig Vadisi ile ilgili toplantılarda, alınan kararlardan, yeteri kadar bölge halkı ve kamuoyu, haberdar edilmediği gibi, Frig Vadisi ile ilgili toplantı ve çalışmalara, bölge halkından temsilciler de katılmadı. Hatta bu alanlarda bölge halkı sürekli göz ardı edildi.

Nitekim geçmiş yıllarda Anakent Belediye Meclisi tarafından, Frigya Kültürel Mirası’nın Korunması Birliği’ne, üye olunması ve üye verilmesi ile ilgili komisyon raporunda, Frig Vadisi’nin, merkezinde bulunan Han Belediye Başkanı seçilmedi.

Frig Vadisi ile ilgili gelişmelerden, uzmanlar da müştekidir. Nitekim Yazılıkaya’ yı gezerken, bir uzman, "FRİG Vadisi, Kapadokya’dan daha güzel, bu güzellikleri niçin, turizme kazandırılmıyor, anlamak çok güç" demişti.

Öte yandan Frig Vadisi’ndeki gelişmelerin, hızını ve niteliğini doğru kavramak, geleceğini de doğru yönlendirmek için, öncelikle Frig Vadisi ile ilgili, “MASTIR PLAN” a, ihtiyaç vardır. Bölge için, yapılacak bir “Mastır Plan”, hem bölge halkı, hem de bölge dışından gelecek olan, yatırımcı ve turistler için rehber olacaktır.

Turizme kazandırılmak istenen, Frig Vadisi’nde yaşayan, Frigler, M.Ö 1200 yıllarında, Anadolu'da Hitit egemenliğine son vererek, birlik oluşturan, bir Anadolu uygarlığıdır. Günümüzde, Frigya Vadisi olarak biliniyor. Vadi, Kütahya-Eskişehir-Afyon Bölgesi'nde yer almakla beraber, Frigya bölgesinin, çekirdeğini meydana getiren asıl alan, bugün Sakarya Nehri ve Büyük Menderes nehrinin, yukarı çığırları arasında yer alan küçük platodur.
Frigya'nın, iki önemli merkezi vardı: Biri siyasi bir merkez olan Gordion, diğeri ise dini merkez durumundaki Midas Şehri (Yazlıkaya). Hititlerden sonra Frig kenti olarak gelişen Yazılıkaya'da, Frig kültürüne ait kale duvarları, yerleşim yerleri, kaya kabartmaları, kaya anıtları, su sarnıçları, sunak yerleri, karlıklar, kaya mezarları, basamaklı anıtlar, nişler, antik yollar olmak üzere birçok eser bulunuyor.

Friglerin, ana tanrıçası Kybele'ye adanmış, açık hava tapınakları, sunakları ve kaya mezarları ile savunma barınma amaçlı mağaralar, Frig Vadisi'nde, en çok göze çarpan eserler arasındadır.

Doğal kaya yapısı ve çam ormanlarıyla, Frig Vadisi adeta tarih, doğa ve insan sevgisinin, iç içe geçtiği uygarlıklar mozaiği halindedir. O nedenle de Frig Vadisi, "DOĞA TURİZM" açısından da ideal bir bölgedir.

Türkmen Dağı'ndaki, volkan tüfünün kolaylıkla işlenebilir olması, Frigler'in bunları oyma ve yontma yoluyla çeşitli amaçlarla kullanmalarını sağlamış. Bu nedenle, birçok köyde kayalara elle oyularak işlenmiş, mezar odaları, ağıl ve ahır olarak kullanılan mekânlar, sarnıç ve ambarlar, sığınma ve barınma amaçlı kullanılmış mağara ve mezarlar bulunuyor.

Öte yandan Friglerin, yaşadığı bölgeler ve özellikle de kültürü, pek çok araştırmacı tarafından incelendi. Ancak araştırmacılar, yeteri kadar ilgi görmedikleri gibi, araştırma sonuçlarına da istenen düzeye sahip çıkılmadı. Frig Vadisi ile ilgili onlarca çalışma da boşa gitti. Kaybeden ise ülke ve Eskişehir, Afyonkarahisar ve Kütahya illeri oldu

Frigya Vadisi’nin, ulusal ve uluslararası alanda tanıtılması için, çeşitli etkinlikler yanında, tanıtım kampanyaları düzenlemek şarttır. Özellikle de Eskişehir, hatta Afyonkarahisar ve Kütahya ile müştereken, Sivil toplum örgütlerinin katılımı ile, Frig Vadisi’ni ile ilgili, ulusal ve uluslararası arenaya hitap edecek, her yıl festival düzenlenmelidir.

Frigya bölgesinin turizme kazandırılması için her şeyden önce, alt yapı yatırımının eksiksiz olarak gerçekleştirilmesine bağlıdır. Frigya bölgelerine kara, deniz, hava ve demiryolu ulaşım yollarından en az biri veya bir kaçı ile kolaylıkla ulaşabilmesi, haberleşme olanaklarının çağdaş bir düzeyde sağlanabilmesi, su elektrik, kanalizasyon sıcak ve soğuk klima tesisatı gibi diğer alt yapı hizmetlerinin sağlanması şarttır.

Ayrıca Frigya bölgesine, otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart otel, devre mülk gibi yatırımlar oluşturmalı, Ülkemizde yatırımlar genelde özel sektör yatırımları olarak değerlendirilir. Oysa Fransa, İspanya, Yunanistan, Portekiz, gibi ülkemizde de genellikle turizmin alt ve üst yapı yatırımlarının devlet tarafından yapıldığı görülmüştür.

Frig Vadisi ile ilgili, eleştiriler ve öneriler, bu bölgedeki illerdeki ilgililer tarafından dikkate alınmalı, bu alanda araştırma yapan kişi/kişilere, destek vermeli, Frig Vadisi ile ilgili alınan kararlar ve çalışmalar bölge halkı ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır. En önemlisi de ulaşım, konaklama ve benzer alanlarda, projeler üretilerek, hayata geçirilerek, Frig Vadisi de turizme kazandırılmalıdır. Çünkü turizm yolu, barış ve kalkınma yoludur.