Bir ülkenin kaderini değiştirebilecek büyüklükte bir keşif yaparsınız…

Ama sonra o keşfin etrafında, bilimsel tartışmalar değil, siyasi polemikler dönmeye başlar.

Türkiye’nin Beylikova’da bulduğu nadir toprak elementleri rezervi, tam da böyle bir hikâye.

Topraklarımızın altı, dünyayı dönüştürebilecek kadar zengin; ama üstü, birbirini suçlayan cümlelerle dolu.

AK Parti Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak, son günlerde CHP heyetinin bölgeye yaptığı ziyaretle ilgili sert açıklamalarda bulundu. Albayrak, “CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz ve beraberindeki vitrin ekibi geçtiğimiz günlerde buraya gelip görüntü verme çabasında oldular. Bu tam anlamıyla riyakarlık, samimiyetsizlik ve iki yüzlülüğün kendisidir. Biz ‘yerli ve milli üretim’ dedik, onlar ‘durdurun’ dediler. Biz ‘yatırım’ dedik, onlar dava açtılar. Biz ‘gelecek’ dedik, onlar sabote ettiler ama biz durmadık, durmayacağız.” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada nadir toprak elementleriyle ilgili yeni bir kanun teklifi hazırladıklarını açıkladı. Özel, “Buradan Erdoğan’a çağrımdır; nadir toprak elementlerinin sadece devlet tarafından işleneceğinin, hammadde olarak satılamayacağının, Türkiye’de değerini bulması için kanun teklifini komisyona sunuyoruz. Olağanüstü toplantıya çağırıyoruz. CHP diyor ki, bunları Trump’a satamasınlar. Var mısın bu kanunu geçirmeye, yok musun?” sözleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrıda bulundu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ise projeye yönelik eleştirilerin siyasi olduğunu savundu. Bayraktar, “Eskişehir Beylikova’da yerli ve milli teknolojimizle Türkiye’nin kaderini değiştirecek Nadir Toprak Elementleri Tesisi’ni kurmak istedik. Ama ilk engel yine CHP’li Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nden geldi. ÇED olumlu raporuna rağmen, bilimsellikten uzak iddialarla yürütmeyi durdurma davası açtılar.” dedi.

Buna karşılık Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada 2021 yılında açılan davanın sonuçlandığını ve halen süren herhangi bir dava bulunmadığını belirtti.

Yani bir yanda 694 milyon tonluk potansiyel, öte yanda tonlarca laf kalabalığı.

Bu ülkenin toprak altındaki cevheri, toprak üstündeki kavgadan çok daha kıymetli olmalıydı.

Ama biz yine bir dönüm noktasını siyasi vitrin tartışmasına çevirmeyi başardık.

Bir taraf “yerli ve milli” derken, diğer taraf “satmayın” diyor.

Oysa asıl mesele, kim haklı değil; ülke nasıl kazanır olmalı.

Nadir toprak elementleri sadece bir maden değil, 21. yüzyılın stratejik silahı.

Rüzgâr türbininden cep telefonuna, füze sistemlerinden elektrikli arabalara kadar her alanda hayat buluyor.

Bu zenginliğin yönetimi, yalnızca bugünü değil, gelecek kuşakların bağımsızlığını da belirleyecek.

O yüzden bu konu parti değil, ülke meselesi.

Ama gel gör ki, her meselede olduğu gibi burada da “biz” olmayı unuttuk.

Bir taraf “biz yaptık” derken, diğer taraf “siz bozuyorsunuz” demekle meşgul.

Oysa doğruyu kim söylerse söylesin, gerçek kazanım birlikten doğar.

Bu ülke, nadir toprak elementlerinden önce nadir bulunan uzlaşma kültürünü çıkarmayı öğrenmeli.

Bugün ya Beylikova’da çıkan nadir elementler fırsatını değerlendirip geleceği inşa edeceğiz, ya da bir kez daha kendi kavgamızda kendi zenginliğimizi gömeceğiz.

Ve son olarak, bir soruna farklı bir bakış açısı, büyük bir değişim başlatabilir; esen kalın.