Yunus Emre…

Anadolu’da Türkçe şiirin öncüsü olan, tasavvuf ve halk şairi.

1238 yılında Eskişehir’in Sivrihisar ilçesi doğdu.

Türbesi yine Sivrihisar İlçesi yakınlarındaki Sarıköy’de bulunuyor.

Fikri, edebi kişiliği ve yaşam biçimiyle sadece Türklerin değil pek çok ulusun takdir ettiği, eserlerinden ve fikirlerinden tüm dünyanın ilham aldığı çok önemli bir değer. Vefatının üzerinden yaklaşık 700 yıl geçmesine rağmen eserleri halen insanlığa ilham olmaya devam ediyor.

Yunus Emre’yi anlatmak bırakın köşemizi kitaplara sığmamış, o yüzden gelin hep birlikte konumuza geçelim.

2021 yılı, Türk dili ve kültürünün en önemli şahsiyetlerinden Yunus Emre'nin vefatının 700. yıl dönümü olması münasebetiyle UNESCO tarafından anma ve kutlama yıl dönümleri arasına alındı. 30 Ocak 2021 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Genelge ile 2021 yılının Cumhurbaşkanlığımız tarafından “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak kutlanmasına ilişkin genelge yayılandı.

Söz konusu genelgede: Bu kapsamda “Dünya Dili Türkçe” adıyla yurt içinde ve dışında etkinlikler düzenlenmesine karar verilmiştir. Düzenlenecek etkinliklerin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinasyonuyla yürütüleceği duyurulmuştur. Türkçemizin medeniyet dili kimliğiyle bir kez daha dünyaya duyurulmasına vesile olacak “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” hayırlı olsun, ifadelerine yer verildi.”

Yunus Emre’nin şehrimize mal olmuş en önemli değerlerden biri olduğu için, “Yunus Emre ve Türkçe Yılı’ kapsamında bizlere büyük iş düşüyor.

Ne var ki şu ana dek bu konuda bir adım atılmadığına üzülerek şahit oluyoruz. Bu maksatla Eskişehir basını olarak geçtiğimiz haftalarda Vali Erol Ayyıldız’a yaptığımız ziyarette, yerel basın olarak bu anlamlı görevde tüm sorumluluğu almaya hazır olduğumuz ifade ettik.

Vali Bey ise bizlere Anadolu Üniversitesi’nin bu konuyla ilgili bazı çalışmalar yaptığını, kendilerinin de şehrin bazı yerlerine Yunus Emre’nin sözlerinin olduğu afişleri asacaklarını, konuyla ilgili bir Vali Yardımcısın da bizleri bilgilendireceğini iletti.

Sondan başlayalım:

Bahsi geçen Vali Yardımcısı bizlerle herhangi bir temas kurmadı.

Anadolu Üniversitesi yöneticileri esnafla uğraşmaktan bu işe fırsat bulmuşlarsa ne mutlu onlara lakin ne yaptıkları hakkında en ufak bir fikrimiz yok.

Son olarak da şehrin bazı yerlerine Yunus Emre’nin sözlerini asarak, Dünya çapındaki bir organizasyona ev sahipliği yapacağınızı düşünüyorsanız vah halimize…

Üstelik yılın yarısı da tamamlanmak üzere.

Elde ne var?

Koca bir sıfır.

Bu noktada UNESCO ile birlikte Yunus Emre’yi ve Türkçemizi tüm dünyaya tanıtma fırsatını, ne yazık ki kaçırıyoruz.

Sadece bu kadar mı?

Elbette hayır.

Eskişehir adına milyon dolarla yapılamayacak çok önemli bir tanıtım fırsatını da kaçırıyoruz.

Ne diyelim

 Her zaman geçerli bir mazeret bulunur efendim.

Hatta mazeret bulmak için de yorulmasınlar, bendeniz kendileri adına bir tane buldum bile:


-Komşu!.. Komşu!..
-Hu!.. Hu!..
-Oğlun geldi mi?
-Geldi...
-Ne getirdi?
-İncik... Boncuk...
-Kime?.. Kime?
-Sana... Bana...
-Başka Kime!
-Kara Kediye...
-Kara Kedi Nerede?
-Ağaca çıktı... 
-Ağaç Nerede?
-Balta kesti...
-Balta Nerede?
-Suya düştü...
-Su Nerede?
-İnek İçti...
-inek Nerede?
-Dağa Kaçtı…
-Dağ Nerede?
-Yandı!.. Bitti!.. Kül Oldu!..

“Geçmiş olsun Eskişehir…”