Ak Parti’li Murat Canözer ile Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç arasındaki atışma devam ediyor.
Atışma dediysek yanlış anlaşılmasın.
Tarafların açıklamalarının tamamen nezaket çevresinde olduğunun altını çizelim.
İkili arasındaki konunun bu noktaya nasıl geldiğini gelin kısaca bir hatırlayalım.
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Ankara’da ziyaret etmiş ve söz konusu ziyaret Eskişehir basını tarafından ‘BELEDİYENİN ÇALIŞMALARINI ANLATTI’ başlığıyla verilmişti.
Ardından bu habere Ak Partinin önde gelen isimlerinden Murat Canözer’den dikkat çeken bir gönderme geldi:
‘Sayın Ataç, hazır Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etmişken, Büyükşehir Belediye Başkanlarının yaptığı işlerin, kendilerini ne kadar zor duruma düşürdüğünü de anlatmış mıdır acaba?’
Murat Canözer, yukarıdaki açıklamayla ikili arasındaki başlayacak söz düellosunun pimini çekmiş oldu.
Uzun bir süre aktif siyasetten uzak duran ve halihazırda Eskişehir Birlik Vakfı Başkanı olan Murat Canözer bu açıklamasıyla yeniden siyasete dönebileceğinin ve 2009 yerel seçimlerinde seçimi kaybettiği Ahmet Ataç’a karşı yeniden aday olabileceğinin sinyalini vermişti.
Söz sırası ise artık Ahmet Ataç’taydı. Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Murat Canözer’in açıklamasına yanıt vermekte gecikmedi:
“Seçimlerde tüm siyasi partilerden dileyen herkes aday adayı olabilir. Sonrasında aday yapılırsa seçimlerde karşıma çıkabilir. Bu durumda da halkımız kimi takdir ederse onu seçer. Aynı 2009 seçimlerinde olduğu gibi. Hayatımın hiçbir anında mücadeleden kaçınmadım. Karşıma kim çıkarsa çıksın mücadelemi yaparım ve nihayetinde kararı halkımızın takdirine bırakırım. Lakin kuru gürültüye de pabuç bırakmam.”
Hemen herkes bu son açıklamayla birlikte konunun kapanacağını düşünüyordu. Lakin Murat Canözer cephesinden son bir açıklama daha geldi:
“Ak Partiye gönül vermiş bir siyasetçi olmamın ötesinde sade bir vatandaş olarak belediyelerin hataları konusunda açıklamalar yapmayı kendime bir borç bilirim. Gündemle ilgili değerlendirmelerim siyasete bir hazırlık gibi düşünülmüşse de bugün için böyle bir düşüncem yok. Lakin gün olur da düşünürsem, Sayın Başkan ‘aday adayı mı yapılıyorum yoksa doğrudan aday mı yapılıyorum’ bu hususu çok net görmüş olur.”
Murat Canözer yukarıdaki açıklamasıyla düelloda son sözü söyleyen taraf oldu.
En azından şimdilik…
Bendeniz yarın yine buradayım…
Beklerim efendim…
******
OKULLARDA ÇİFTE STANDART VE PANDEMİYE DAVET
Normalleşme süreci ile birlikte Eskişehir’de de yüz yüze eğitim başladı.
Okullarda haftalık olarak 2 gün yüz yüze eğitim, 3 gün ise uzaktan eğitim verilmesi gerekiyor.
Lakin son dönemde gelen yoğun şikayetler üzerine konuyu bir araştıralım dedik.
Araştırmalarımızla birlikte bazı özel okulların haftanın 5 günü yüz yüze eğitim verdikleri ve bunu da kayıt döneminde çıkar amaçlı kullandıkları sonucuna ulaştık.
Üstelik bu duruma ilişkin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un daha geçtiğimiz gün yaptığı uyarıya rağmen.
Ne demişti Bakan Ziya Selçuk:
“Hiçbir okulun haftanın 5 tam günü yüz yüze eğitim vermek gibi bir insiyatifi yok. Bununla ilgili bize bazı şikayetler var. Bu bir soruşturma konusu. Bunlar, okulların kendilerinin alacağı kararlar değil. İl hıfzıssıhha kurullarının, valiliklerin, Milli Eğitim Bakanlığının genel şemsiyesi altında alacakları karar. Kabine kurulunun da öngördüğü şekilde bu böyle olacak. Bunu yapan okul varsa ki somut şikayetler var. Bugün orta Anadolu’da bir ilimizden böyle bir şey geldi ve valimiz bununla ilgili hemen tedbir aldı.”
Sayın Bakan yukarıdaki açıklamalarıyla son derece önemli olan bir konunun altını şiddetle çizmişse de Eskişehir’deki durum kendisinin söylediklerinden çok daha farklı.
Kanunmuş, pandemi kurallarıymış söz konusu okulların umurlarında değil.
Suç sadece bu okulların yöneticilerinde mi?
Elbette hayır.
Onları denetlemekle mükellef olan yöneticilerimizin hiç mi suçu yok?
Ne diyelim efendim?..
Böylesi bir durumu kolay kolay hiçbir yerde göremezsiniz.
İddia ediyorum Çemişgezek’te dahi göremezsiniz.
Ama Eskişehir’de görürsünüz…