İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinin, ekonomik sıkıntıları daha da tetiklediği hemen herkesin malumu…

Eskişehir’in bu noktada takdire şayan bir dayanışma örneği gösterdiğinin de altını çizmek lazım.

Belediyeler, siyasi partiler, odalar, iş insanları ve daha pek çokları…

Neredeyse hemen herkes taşın altına elini koydu.

Ne var ki bunlardan bir tanesini, bir Eskişehir’li olarak içime sindiremedim.

Konumuzun kahramanı Tepebaşı Belediyesi.

Lakin ‘yiğidi öldürmeden önce hakkını bir verelim’ derim:

Tepebaşı Belediyesi, pandeminin başladığı ilk günden beri ihtiyaç sahiplerinin yardımına koştu.

Koli koli erzak dağıttılar…

Aşevinden evlere gün aşırı yemek servisi yaptılar…

Eskişehir Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen’le birlikte, lokantacı esnafının yardımına koştular…

Bunlar gibi daha pek çok örnek sayabiliriz.

Lakin yardım amacıyla dağıttıkları bir ‘market kartı’ var ki işte orda durun derim.

Söz konusu market kartıyla, o marketten kartınızdaki limit kadar ücretsiz alışveriş yapıyorsunuz.

Buraya kadar her şey güzel.

Ne var ki bahsi geçen market zinciri Ankara merkezli bir şirket.

Neredeyse tüm Eskişehir bu zorlu süreçte alışverişlerinizi yerel esnaftan yapın çağrısı yaparken, Tepebaşı Belediyesi’nin Ankara merkezli bir market zincirinden bu alımı gerçekleştirmiş olmasını doğru bulmadığımı söylemeliyim.

“Dediğim üzere söz konusu market zinciri Ankara merkezli. Toplamda 60’tan fazla şubesi var. Neredeyse tüm ürünlerini Ankara’dan getiriyor.”

Eskişehir halindeki esnaf ürünlerini çöpe dökerken, bahse konu marketler zinciri sebze meyveyi bile Ankara’dan getiriyor.

Serbest piyasa ekonomisidir efendim.

Dilediği ürünü kendi şehrinden getirebilir. Bizim buna bir sözümüz yok.

Vatandaşlar isterlerse, alışverişlerinde bu marketi tercih edebilirler. Buna da bir sözümüz olmaz.

Lakin siz Eskişehir’in belediyesiyseniz bu noktada pozitif ayrımcılık yapmak durumundasınız.

Pek çok ihale şartnamesinde dahi vazgeçilmez olan bu hususu göz ardı edemezsiniz.

“Bu anlamda Tepebaşı Belediyesi Başkanı Ahmet Ataç’ın, Eskişehir esnafı dururken Ankara merkezli bir market zincirinden bu alışveriş kartlarını satın almasını etik bulmadığımı söylemem lazım.”

Ne dersiniz?

Haksız mıyım?..

Bendeniz yarın yine buradayım.

Beklerim efendim…

****

SİZE BİR İYİ BİR DE KÖTÜ HABERİM VAR

Yeşilçam filmlerinde sıkça duyduğumuz repliklerden biriydi:

“Size bir iyi haberim var bir de kötü. Önce hangisinden başlayayım?..”

Karşı taraftaki oyuncu genel olarak iyiden başla şeklinde yanıtlardı bu soruyu.

Biz de öyle yapalım ve iyiden başlayalım derim.

Ülke genelinde uygulamaya konulan tam kapanma kararı ile birlikte il genelinde alınan tedbirlerin olumlu sonuçlarını görmeye başladık.

Çok değil 1 aydan kısa bir süre önce Eskişehir’deki günlük vaka sayısı 875’e ulaşmıştı. Sonrasında ise günlük vaka sayımız 700’lere demir atmıştı.

İşte bu noktada iyi bir haberim var. Geride bıraktığımız son 2 günde de günlük vaka sayımız 200’ün altında gerçekleşti.

Geride bıraktığımız gün ise 150 rakamına geriledi.

Bir diğer anlamda Eskişehir’deki vaka sayılarında yüzde 83’lük bir düşüş söz konusu.

Bu başarı:

 7 gün 24 saat dur durak bilmeden çalışan başta İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının…

Tedbirlerin zamanlaması konusunda kendisiyle sürekli çelişsek de Sayın Valimiz Erol Ayyıldız’ın…

Ve hemen her anlamda Türkiye’ye örnek olduğu gibi bu konuda da farkını ortaya koyan Eskişehir halkının…

İyi hoş da kötü haber nerede dediğinizi duyar gibiyim.

Önümüzde bir bayram süreci var.

Akabinde şehir dışından dönen tatilciler var.

Ve sonrasında da normalleşme süreci var.

Bu süreçler sonrasında tablonun olumsuz bir hal alması kuvvetli bir olasılık. Bu olasılığın gerçekleşmesi ise bizleri pandemide 4. dalgaya sürükleyecek.

Hemen kızmayın efendim.

Yeni bir dalga içerisine girmeye kimsenin takatinin de sabrının da kalmadığının farkındayım.

Bendeniz testi kırılmadan önce söyleyeyim istedim, o kadar…

Ne diyelim?..

Her daim iyi haberler verebileceğimiz günlerde görüşmek dileğiyle…