Anadolu Üniversitesi ile küçük esnaf arasında yaşanan oldukça dramatik bir konu var.

Bu konuyu en başlarda “REKTÖR FUAT ERDAL’IN KÜÇÜK ESNAFLA NE DERDİ VAR?” başlıklı köşe yazımda dile getirmiştim.

Son olarak ise geçtiğimiz haftalarda “FUAT BEY BU SORULARDAN NEREYE KADAR KAÇACAKSIN?..“ başlıklı yazımda da ifade etmiştim.

KONU:

 Köprübaşında Çarşı Cami etrafında faaliyet gösteren esnaf dükkanlarını bilmeyen yoktur.

Ortalama 10-15 metrekarelik küçük küçük dükkanlar.

Dükkanlar gibi işletenleri de küçük esnaf…

İğne iplik satanı da var kuru kahve satanı da…

Küçük esnafın işlettiği bu dükkanların mülkiyeti Anadolu Üniversitesi’nin.

Üniversiteye ecri misil adı altında yıllardır kira ödüyorlar.

Ne var ki sene başında bahsi geçen esnaflarımıza baskıyla sözleşme imzalattırılıyor.

SORULAR:

50 yıldır söz konusu dükkanlarda ekmeğinin peşinde koşan küçük esnafa zoraki bir sözleşme dayatmak doğru mudur?

17 metrekare işyerine aylık 4.300 lira kira bedeli istemek doğru mudur?

Pandemi döneminde pek çok mülk sahibi kira artışı dahi yapmazken böylesi fahiş kira fiyatını hangi kritere göre belirlediniz?

50 yıllık kiracılara 3 yıllık sözleşme yaptırıp sözleşme sonunda hiçbir tebligata gerek kalmadan burayı tahliye edecekler ibaresi koymak ve o sözleşmeyi dayatmak hangi kanunda vardır?

Söz konusu esnafı toplu olarak çağırıp anlaşma yapmak varken her birini ayrı ayrı getirtmenizdeki amaç nedir?

Esnafı anlaşma odasına sokarak başlarına hukukçularınızı dikerek baskı yapmak doğru mudur?

Biz burayı ihaleye de çıkartabilirdik diyerek gariban esnafa aba altından sopa göstermek nasıl bir cürettir?

Konular da net sorular da…

Ne var ki Rektör Fuat Bey sorularımızı boş bırakıyor.

“ Kendisine hatırlatma fayda var Fuat Bey 4 yanlış, 1 doğruyu götürmüyor efendim.”

İşte hendek, işte deve…

Yüreğiniz yetiyorsa çıkar cevaplarsınız, yetmiyorsa geri adım atarsınız.

Gidin, bakın ve görün…

 İçinde bulunduğumuz ekonomik durum da ortadayken, üstelik bir bayram arifesinde bu muameleyi reva gördüğünüz küçük esnafın kepenklerinin kapalı olduğunu görün.

Anlaşılan o ki sizin umurunuzda değil. Lakin bendeniz ve binlerce Eskişehir gönüllüsünün umurunda efendim. Daha önce de dediğim üzere siz bu sorulardan kaçın kaçabildiğiniz kadar.

Ne var ki sevdası bu şehir olan bir gazeteci olarak, kaçtığınız yere kadar kovalamak da boynumun borcu olsun!..

Bendeniz Pazartesi yine buradayım.

Beklerim efendim…

*****

EMNİYET TEŞKİLATIMIZ DOĞRU OLANI YAPTI

Bayrama sayılı saatler kalmasıyla, hemen herkesi ihtiyaçlarını karşılamak adına bir telaş almış durumda.

Nihayetinde önümüzde tam kapanmanın devam edeceği 4 gün daha var. Bu dört günlük süreçte temel ihtiyaçların karşılanacağı pek çok işletme, genelgede muafiyetleri olsa da bayram tatili nedeniyle işletmelerini açmayacaklar.

Bununla birlikte alışveriş yapılabilecek zaman dilimin de kısıtlı olması, vatandaşlarda bir miktar telaşa neden olmuş durumda.

Bu anlamda bendenize şehrin birkaç noktasında bir miktar yoğunluk oluştuğuna dair görüntüler servis edildi.

“Zannedersiniz ki yazıları Madrid’ten yazıp gönderiyoruz.”

Biz de bu şehirde yaşıyoruz efendim.

Aynı zamanda gazetemizin muhabirleri sahanın her noktasından haber akışı sağlıyorlar.

Durduk yere felaket tellallığı yapmanın anlamı yok.

Kaldı ki cımbızla fotoğraf karesi seçmeyi de iyi biliriz.

Lakin, kimsenin hakkını kimseye yedirmeyiz.

Tedbirleri denetlemekle görevli olan emniyet yetkililerinin hoş görülü yaklaşımı ve vatandaşlarımızın hassasiyeti bir araya gelince ortaya son derece güzel bir tablo çıktı.

Vatandaşlar ihtiyaçlarını karşıladı, esnaf az da olsa iş yapabildi.

Bir miktar esneme ve hoşgörünün kimseye zararı yok. Kaldı ki böylesi bir dönemde…

Bu noktada konuya duyarlı yaklaşımından dolayı başta İl Emniyet Müdürü Engin Dinç olmak üzere tüm emniyet mensuplarını gönülden kutlarım…