Köprübaşında Çarşı Cami etrafında faaliyet gösteren esnaf dükkanlarını bilirsiniz.

Ortalama 10-15 metrekarelik küçük küçük dükkanlar.

Dükkanlar gibi işletenleri de küçük esnaf…

İğne iplik satanı da var kuru kahve satanı da…

 Bu esnafın çoğu 50 yılı aşkın bir süredir bu ufak dükkanlarda ekmeğini taştan çıkarmaya çalışıyor.

İçlerinde ikinci üçüncü kuşak olanlar da var.

Küçük esnafın işlettiği bu dükkanların mülkiyeti Anadolu Üniversitesi’nin.

Üniversiteye ecri misil adı altında yıllardır kira ödüyorlar.

Buraya kadar her şey normal. 

Şimdi gelelim anormal olana yani esnafa yapılan skandal yaklaşıma…

Neden olduğu bilmediğimiz bir şekilde Anadolu Üniversitesi esnafa tebligat yapıyor ve kendilerini İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığına çağırıyor.

Bundan sonraki süreçte kiralama işinin ecri misil yöntemiyle değil, kendilerinin belirlediği taban fiyatın arttırılması yöntemiyle gerçekleştirileceği söyleniyor.

Bu şekilde, tamamen tek taraflı hazırlanan sözleşmeyi imzalaması konusunda küçük esnafa dayatma uygulanıyor.

Ya imzalayacaksınız ya da yarım asırlık ekmek teknenizden vazgeçeceksiniz…

Anadolu Üniversitesi yöneticileri kararlı, esnaf ise bir o kadar çaresiz…

Peki esnaf bu sözleşmeleri imzaladı mı?

Küçük esnaftır, gariptir.

Hepsi imzaladılar efendim…

Yaşanılan bu durumu ne vicdanlara sığdırabilirsiniz ne de hukukla da bağdaştırabilirsiniz.

Bu noktada Anadolu Üniversitesi Rektörü Fuat Erdal’a sorularım var:

50 yıldır söz konusu dükkanlarda ekmeğinin peşinde koşan küçük esnafa zoraki bir sözleşme dayatmak doğru mudur?

17 metrekare işyerine aylık 4.300 lira kira bedeli istemek doğru mudur?

Pandemi döneminde pek çok mülk sahibi kira artışı dahi yapmazken böylesi fahiş kira fiyatını hangi kritere göre belirlediniz?

50 yıllık kiracılara 3 yıllık sözleşme yaptırıp sözleşme sonunda hiçbir tebligata gerek kalmadan burayı tahliye edecekler ibaresi koymak ve o sözleşmeyi dayatmak hangi kanunda vardır?

Söz konusu esnafı toplu olarak çağırıp anlaşma yapmak varken her birini ayrı ayrı getirtmenizdeki sebep nedir?

Esnafı anlaşma odasına sokarak başlarına hukukçularınızı dikerek baskı yapmak doğru mudur?

Biz burayı ihaleye de çıkartabilirdik diyerek gariban esnafa aba altından sopa göstermek nasıl bir cürettir?

Daha sorularım var lakin söylemem gerekenler de var.

Bakınız Rektör Bey

Yaptığınız eylemden bilmediğiniz çok açık anlaşılıyor lakin esnaf ekonomik olarak oldukça zor günler geçiriyor.

Bu esnaf aylarca hafta sonları kapalı kaldı.

Siftahsız dükkan kapatanlar var.

İçlerinde çocuğunun maması için yan komşusundan borç para alanlar var.

Evinin elektriği, doğalgazı kesileni var.

Lakin hak var ve yukarıda Allah var.

Hukukçularınıza özel olarak hazırlattığınız tek taraflı ve dayatma sözleşmeleri imzalattığınız bu esnafın da hakları var, bunu bilesiniz.

Bir Üniversite yönetimi şehrindeki esnafı hele küçük esnafı hiçbir şekilde tehdit edemez.

Buradan şehrin Mülki Amiri Vali Erol Ayyıldız’ı göreve davet ediyorum.

Eskişehir Milletvekillerini göreve davet ediyorum.

Esnaf ve Ticaret Odaları Başkanlarını göreve davet ediyorum.

Bendeniz basın meslek ilkeleri gereğince görevimi yerine getirdim.

Hak yemenin sol el ile yemek yemek kadar dikkat çekmediği bir ülkede daha ne diyelim?

 Neyse diyelim?

 Son sözü Yunus Emre’ye bırakalım:

“Olsun be aldırma yaradan yardır

Sanma ki zalimin ettiği kardır

Mazlumun ahı indirir şahı

Her şeyin bir zamanı vardır…”

Bendeniz yarın yine buradayım.

Beklerim efendim…