Bazen gerçekten söze nereden başlayacağını bilemiyor insan.
Aklınızda bin tane düşünce olsa da tek bir cümle kuramayıp sadece yutkunmakla kalırsınız ya…
Tam olarak böyle günlerden geçiyoruz. Üstelik ülkenin bir kısmı hariç 7’den 70’e herkes aynı durumda…
Hemen her gün bir cinayet haberi almaktan, bir hukuksuzlukla karşılaşmaktan, geçinememekten, yaşayamamaktan, mutsuzluktan, umutsuzluktan, gelecek kaygısından, yaşam kaygısından yorulduk.
Eğlenmek için bir yere gitmeden önce üç defa düşünür, belli bir saatten sonra dışarı çıkmamak için bambaşka çözümler üretir olduk.
Böylesine bir duygu karmaşası içinde elbette psikolojik olarak sağlam kalabilmek pek mümkün değil.
Negatif duygular içerisinde yaşamaya çalışıyoruz.
Öfke, üzüntü, stres, kaygı…
İnsanları, hayvanları ve doğayı sevebilmeyi, birlikte yaşamanın ve toplum olmanın getirdiği temel şartları, karşılıklı saygıyı çoktan yitirdik.
Elimizde sadece öz saygımız kaldı. Onu da yitirmemek için delicesine çırpınıyoruz.
Bu yitirdiklerimizi nasıl kazanabileceğimiz konusunda da hiçbir çaba göstermiyoruz.
Toplum olarak çok basit bir şeyleri bile öğrenmeye kapalıyız.
En basit olanı, “sevmeyi” bilmiyoruz.
Sevgiyi “rastlantı sonucu oluşan duygu” olarak tanımladığımız için bu konuda hiçbir çaba göstermiyoruz.
Oysa sevgi kavramının bir sanat gibi ele alınması gerektiğini, diğer tüm sanat dalları gibi öğrenilebilecek bir kavram olduğunu, yoğun bir çaba ve en önemlisi de disiplin gerektiren bir ihtiyaç olduğunun farkında değiliz.
İşin daha da acı yanı, sevgisizliği de bir sorun olarak görmüyor aksine yüceltiyoruz.
Sonuç olarak, devasa bir mutsuzluğun içinde oradan oraya savruluyoruz.
2022 yılının sonlarında yapılan bir araştırma da bunu ispatlar nitelikte.
Sosyoloji Mezunları Derneğİ’nin (SOMDER) yaptığı araştırmada, gençlere “Türkiye’de insanlar mutlu mu?” diye soruldu.
Soruya “hayır” cevabı veren gençlerin oranı tam yüzde 96,3!
Üstelik gençlerin gelecekten umutlarının olmadığını da diğer sorulardan anlıyoruz.
Hayat standardı konusunda sorulan soruda da gençlerin yüzde 82,4’ü hayat standartlarının daha kötü olduğunu düşünürken, yüzde 66,4’ü gelecek yılın daha da kötü olacağını söylüyor.
Zaten Birleşmiş Milletler’in 2022 yılı dünya mutluluk raporunda, Türkiye’nin 146 ülke arasında 112’nci sırada yer alması da her şeyi özetliyor.
Türkiye birkaç basamak daha düşerse son sıralarda yer alan Zambiya, Malawi, Tanzanya, Sierra Leone, Lesotho, Botswana, Ruanda, Zimbabve, Lübnan ve Afganistan ile yarışacak.
Bu sizi ne kadar mutlu eder bilemem ama Afganistan’da yaşayanlardan daha mutluyuz.
Haydi, sokaklara dökülüp kutlayalım.
Ama geç saatlerde ve ara sokaklarda olmasın.
Malum, son zamanlarda oralar çok tekin değil…