Geçtiğimiz hafta asgari açıklanan 8 bin 506 liralık yeni asgari ücret, emekçiyi öyle bir sevindirdi ki, bir haftadır gündemden düşmüyor.

Maalesef asgari ücretin gündem dışı kaldığı gün bir yerlere varabileceğimizi idrak edemedikçe de gündemde kalmaya devam edecek.

Milyonlarca emekçiyi asgari düzeyde yaşamaya layık gören, bunu belirlemek için sözde bir komisyon kuran ancak her koltuğa kendi oturmaya yemin etmiş kişilere ve onların yörüngesindeki matematik bilmeyen siyasilere göre asgari ücrete muazzam bir zam yapıldı.

22 Aralık Perşembe günü saat 12.00 civarında açıklanan zamla milyonlarca asgari ücretli, kazanılmış bir milli maç coşkusuyla sokağa dökülmeye başlayacaktı ki marketlerdeki zamlı etiketlerin fotoğrafları sosyal medyaya düşmeye başladı.

Yapılan zam sadece birkaç saat içinde eriyip gitti.

Tabii ki sırtını iktidara dayayıp siyasi kariyerini sürdürmeye çalışanlar için elbette bunların hiçbir önemi yok. Asgari ücret zammını büyük bir lütuf gibi gittikleri her yerde övmeye devam ediyorlar.

Oysa iktidarın kendilerine en yakın sendikanın önerdiği rakamı bile veremediği gerçeği var ortada.

Türk-İş’in “9 bin TL asgari ücret” istemi, “Herkesin her söylediğiyle adım atacak halimiz yok. Çünkü bizim sırtımızda küfe var. Sırtında küfe olmayanlar rahat konuşuyor ama bizim sırtımızdaki küfe 85 milyonun taşındığı bir küfe” denilerek reddedildi.

Şimdi makarayı biraz geri saralım.

Sayıştay’ın Cumhurbaşkanlığı Denetim Raporu’na göre Beştepe’nin günlük harcamasının 2020 yılında 8 milyon, 2021’de ise yaklaşık 10 milyon liraya ulaştığını düşününce asıl küfenin kimin sırtında olduğunu anlamak için ekonomist olmak gerekmiyor.

Bitti mi? Elbette hayır.

O küfeyi taşımaktan sırtı bükülen asgari ücretliler ve emekliler için bırakın evi, araba bile almak hayal olmuşken, Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü 1 Nolu Satınalma Daire Başkanlığı 1 adet Mercedes-Benz S 400 D 4matic L Inspiration almak için ihaleye çıktı.

Aracın piyasa değeri yaklaşık 10 milyon lira. E tabii içinde de yok yok.

Seçmeli boyun ısıtma, masaj, sanal gösterge, sesli komut, OLED ekran, eğlence sistemi, buzdolabı, deri döşemeler, cilalı ahşap torpido…

Hey maşallah!

İktidarın sırtındaki küfeyi taşımaktan boynu ağrımış olacak ki, boyun ısıtmalı makam aracı için ihaleye çıkılmış.

Belki de Bakan Nebati’nin “Enflasyonun boynunu geçtiğimiz aydan itibaren aşağı doğru kırmış durumdayız” açıklamasından esinlenilerek boyun ısıtmalı makam aracı talep etmişlerdir.

Togg’da boyun ısıtması olmadığı için Mercedes tercih edilmiş de olabilir.

Bunların hepsi de gayet geçerli sebepler.

Ne de olsa bu kadar kalın enseleri her koltuk ısıtamaz.

Farkındayım yine içinizi daralttım.

2022’nin son yazısında sizlere biraz olsun güzelliklerden bahsedip, hepinize iyi bir yıl dilemek isterdim ancak Diyanet, cuma hutbesinde yılbaşı eğlencesi için “kültürel yozlaşma” dedi.

Bu yüzden yeni yılınızı kutlayamıyorum.

Alkollü içkiler, eğlence sektörü ve şans oyunlarından kesilen vergilerle devasa bir bütçeye sahip olan Diyanet’in sözlerinin dışına çıkacak değilim.

Çocukların açlıktan ve bakımsızlıktan öldüğü, açlık sınırında yaşayan milyonlarca emekçinin olduğu bir ülkede, 10 milyonluk boyun ısıtmalı makam aracı istemek asla yozlaşmak değildir.

Neredeyse her gün kadın cinayetlerinin işlendiği, hemen herkesin silahla gezdiği, insanları tahammülsüz, mutsuz ve umutsuz insan hayatının ise her geçen gün daha da ucuzladığı bir ülkede sakın ha yeni yıl falan kutlayıp yozlaşmayın.

Bizim kültürümüzde bunlar yok.

Bizim kültürümüzde komşusu açlıktan ölürken onların vergileriyle boyun ısıtmalı Mercedes’le gezmek var.